| Röportaj: Gorath & Filip Dupont ile Yılanı Takip Edin! |
|
 opeth_orchid bildirdi: "
‘Black metal sizlere hangi ülkeleri çağrıştırmakta?’ sorusuna muhtemel cevabınız içerisinde Belçika ya yer almayacaktır ya da sonradan aklınıza gelen ekleme bir ülke olacaktır. Pür black metal yaklaşımına radikal ürünler sunan Gorath’ın esas çocuğu Filip Dupont ile 1995 yılında temelini attığı yenilikçi sunum hâkimi grubu, kendisi, metal piyasası ve olmazsa olmaz olan black metal kitle anlayışı hakkında görüldüğü ve az sonra okunduğu gibi olacak fazlasıyla tatminkâr bir röportaj hazırladık. Gördüğünüzü okumaya buyurun MetalTR ailesi...
Röportaj için devamı tıklayınız!
Eirenis: öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğin için MetalTR ailesi ve kendim adına sana teşekkür ederim. Başlangıç için otobiyografik sorularımızla kendi tabirinle sizleri tanımak uygun olur. F.Dupont’un tek kişilik projesi olarak giriş yapılan 1995 senesinden grup olarak kategorize edildiğiniz 2008 senesine kadarki kadrosal değişikliğinizi özetleyebilir misiniz?
Filip Dupont: 1990lı dönemlerin başlarında demo statları asla terk etmeyen death metal ekibinde aktiftim. Burada hissettiğim icra ettiğimizden başka bir şey değildi. Karanlık bir atmosfer için beslediğim daha yoğun duygular benim Gorath’ı oluşturmama neden oldu. Yazıya dönüşen ilk düşüncelerim 1995 yılında "A Winter Slavery" adıyla kaydedildi. Bu bant yayınlanmadı. Bu demo girişiyle Gorath piyasaya giriş yaptı ve 2000li yıllarda tekrardan yazmaya başladım. İki demo sonrasında bir Amerikan şirketi tarafından Gorath’ın debut albümü "Elite" yayınlandı. Gorath’ı hala aktif olup performans sergilediğim death metal sahnesine asla saldırmayan bir oluşum olarak beyan ettim. Yaklaşık on yıl sonra eski grubumun varlığı tamamen defnedildi ve Gorath, Descent prodüksiyonu tarafından ikinci albümü “The Fourth Era’ı" yayımladı. Her nedense canlı performansta bulunmama kararımdan döndüm ve Leng Tch'E, Panchrysia, Suhrim gibi Belçikalı gruplardan elemanlarla birlikte canlı performanslar için bir grup oluşturduk. Geçenlerde, Descent prodüksiyon insanlık üzerine olan yeni doğumumuz Misotheism’i yayınladı. Misotheism, yıllar boyunca devam eden Heresy (dince kabul görmüş düşüncelere aykırı düşünce), Gnosticism (Hıristiyanlığın başlangıcında ruhani sırları ve yaradılışın sırrını bilmek iddiasında olan mezhep, gnostisizm) ve dualism of the Church lore (dualizm/ikicilik- İnsanın ruh ve bedeninin farklı ve bağımsız iki sistemden oluştuğu teorisi) hakkında zor bir konsepte sahip bir yapıttır.
Eirenis: tek kişilik bir fikrin oluşumu olup kendi düşüncelerini üretime dökmek zorluğundan vazgeçip birçok düşüncenin farklılık yaratabileceği bir grup işi oluşturmayı neden tercih etmiyorsun? Dört kişilik bir kadrosu (performans kadrosu) olan Gorath’ın materyallerinin kayıtlarında tüm görevleri neden tek başına üstlenmeyi tercih ediyorsun?
Filip Dupont: aslında grubun konsepti bana dönemlik 3 elemandan daha fazlasıymış gibi geliyordu. Ben, Gorath’ın bütün yayımlarındaki tek kompozitör ve tüm enstrümanların tek müzisyeniyim (davul harici). Bu durum dönemlik üyelerin daha çok ya da az istekli olmalarıyla ilişkilidir; çünkü genelde kadronun geri kalanı yazım sürecinde daha fazla yükümlülük almak istemiyordu. Buna rağmen birlikte çalışılması zor bir insan olduğum da buna etken diye tahmin ediyorum. Düşüncelerime uymayan şeylerin sonu en fazla atılmak oluyor. Her şeyi kendim kaydetme gerçeği, işleri kolaylaştırmakta daha elverişli olan ev stüdyomda her şeyi kaydetmem gerçeğiyle ilintilidir. Bununla birlikte; her geçen gün sahne işini ya da bir şarkıyı düzenlemek ile ilgili gözlem ve düşüncelerle gelen diğer tüm üyelerin bu tür yaklaşımlarını değerlendirmeye çalışıyorum. Gorath benim için gerçek bir grup ve sanırım ben bu konudaki hassaslığımdan ötürü biraz fazla diktatörüm!
Eirenis: kişisel diskografini incelediğimizde gördüğümüz, birçok death metal ağırlıklı grupların eski kadrosunda yer almışlığın ve hala bu türdeki grupların kadro dâhilinde bulunmuşluğundur. Var olan bir oluşumdan ayrılıp Gorath’ı yapılandırmak düşüncende türsel bir neden mi aramalıyız?
Filip Dupont: galiba o aralar yaptığımdan daha farklı bir takım şeylerin arayışındaydım. Black metal müzisyenlerinin sadece kendi türleriyle sınırlandırmalarının nedenini anlayamıyorum. Black metalin birçok seçkin liderleri kalplerinin yalnızca karanlık Tanrı için çarptığını iddia ediyor. Ekstrem müziği dinlemeye Bathory, Deicide, Anathema ve Blasphemy gibi gruplarla başladım. Tüm ekstrem türler birbiriyle harmanlanmıştır ve hepsi onu bugün nasıl hissettiğimle alakalıdır. Gorath’ın yanı sıra hala post-rock bir grubun ve sludge metalde bir oluşumun kadrosu dâhilinde aktifim. Bana göre müziğin özü bir şarkı dinlerken yaratılan atmosferin kapsamı ve bütünlükle bağlantılıdır. Şuanda Averse Sefira’ı dinliyorum ve daha sonra kulağımda olacak olan bir konuşma tarzındaki Agalloch’tur. Ekstrem arenaya katılmadan önce Iron Maiden’e dalmış durumdaydım. Etrafımdakiler Gorath’ın müziğinde ve diğer ürettiklerimde bu tipik melodileri hala duyabildiklerini söylüyor. Oluşturmak istediğim tam anlamıyla da buydu sanırım!
Eirenis: birçok metal grubunun yaptığı gibi sizlerde popüler müzik türünde önde sayılır görünen Britney Spears’ın Toxic coverına Elit albümünüzde yer vermişsiniz. Popüler türde bir parçayı coverlamak metal arenasında bilmediğimiz bir espri mi? Ülkemde bir black metal grubunun bu tür bir coverı seslendirmesi pişmanlığını sürekli tekrarlatacak dereceden bir eleştiriyi beraberinde getirir. Gorath bir olumsuz tepkiye maruz kaldı mı? Belçikalı black metal kitlenizin mizah anlayışını ölçemeye çalışıyoruz!
Filip Dupont: bu cover ile ilgili hiçbir şikâyet işitmedik. Aslında; ‘Elite’ aşağı yukarı black metalin asillerinin yüzüne inen bir yumruk gibi. Seçkinlerin bir parçası olmak için corpse paint yapma ihtiyacı duymuyoruz. Kara büyü ve esrarengiz materyallerle ilintili şeyler hakkında popüler sözler yazmaya ihtiyacımız yok. Hem sözler hem de müzik bize black metalmiş gibi görünen kalbimizden doğruca gelmektedir. İnsanlıkla ve karanlıkla ilgili bir takım yollarla edindiğim çeşitli görüşlerim mevcut. Fakat black metalin ne olduğu ve soundunun nasıl olduğuyla ilgili kesin kurallara kimsenin boyun eğmesi şart değil. Britney Spears’ın ya da popüler müziğin genel bir fanı değilim; yaptığımız bu parçayı agresif bir black metal parçasına dönüştürmekti. Bunun bir cover olduğunu bilmeyen hala bir takım insanlar var; çünkü orijinalinden epey farklı bir cover. Ayrıca; “Toxic” coverının acayip bir takım mizahi anlam içerdiğini de söylemek pek uygun olmaz!
Eirenis: bu yıl yayınladığınız MISOTHEISM hakkında konuşalım. Davul dışı tüm enstrüman ve vokal kayıtlarını kendin gerçekleştirdiğin bu albümün mastering işlemenin İsveç’in en genç üstün yeteneği Dan Swanö tarafından gerçekleştirilmesi nasıl gelişti?
Filip Dupont: "Misotheism" Gorath’ın üçüncü albümü; ayrıca gerçek davul partisyonların ve organik insan soundunun kullanıldığı ilk yayımı da denilebilinir. Hem “The Fourth Era" hem de "Elite" bu modern ve mekanik dokunuşun uğradığı kayıtlardır. Sonuç olarak; elde edilen sonuçtan oldukça memnunum diyebilirim. Gorath’ın önceki işleriyle karşılaştırıldığında biraz daha agresif ve hızlı olan Misotheism için şarkıları yetiştirmek fazla zamanımı almadı. Tüm bas, gitar partisyonları ile vokalleri arkadaşım Timmermans yardımıyla burada kaydettikten sonra davulu kaydeden ve mix işlemini bitiren Reinier Schenk’e parçaları gönderdik. Soundu destekleyen son dokunuş Dan Swanö tarafından gerçekleştirildi.
Eirenis: öncesinde gerçekleştirilmiş röportajlarda albüm konseptleri açısından yeterli cevabı verdiğinden bunu yinelememen adına bu tekrar soruyu es geçiyorum. Fakat neden Misotheism’de konseptti gelecekten geçmişe taşıdın? Evrenin ömrünün kehanette bulunabilecek kadar yeterli zamana sahip olmadığı gerçeğinden mi?
Filip Dupont: Gorath kozmolojik bir black metal grubu değildir. Eski Mayan teorisi hakkında bir konsept yazmak kesinlikle hoşumuza gitti. Birçok gruptan farklı her yayımda kendini yineleyen bir konuya saplanmak amacında değiliz. Kişisel olarak tarih boyunca birçok konuyla ilgiliyimdir. Son olarak eski bir Asurlu destanı hakkında bilgi topladım. Beklide gelecek Gorath albümü doğu etkili bir konsepte olur; bilmiyorum. Sadece Heresy hakkında bile konuşulacak birçok şey var. Gorath’ı tek bir konu dâhilinde sınırlandırmak istemiyorum.
Eirenis: söz yazımı Misotheism’de senden Theudho’dan Jurgen’e neden geçti? Öykülendirme sırasında müdahalen oldu mu yoksa işi tamamen Jurgen’e mi devrettin?
Filip Dupont: "The Fourth Era’da" tüm sözleri tek başıma yazdım. Mayan medeniyeti ile ilgili bilimsel ve kültürel kitaplar üzerine yoğunlaştım. 2012 konsepti de böylece şeklini aldı. Bu gibi konuların yanı sıra Mass dini (Roman Katoliklik) ve bu kadar çok müritti nasıl kazandıkları hakkında da fazlasıyla ilgiye sahibim. Bunların hepsi Hıristiyanlık öncesi başlangıçlarla ve hepsi yakılmış ya da Vatikan surları ardına kilitlenmiş çok eski yazılarla bağlantılıdır. Bildiğin gibi Yahuda’nın İncil’i burada? Kitap Yahuda’nın İsa’nın en yakın dostu olduğunu bildiriyor ve onun olması gerekiyormuş gibi her şeyin Jesus’un şehit olarak ölmesi için var olduğunu söylüyor. Eğer cemaat bu vaziyetten haberdar olsaydı kilise kesinlikle gücünü kaybetmiş olurdu. Bu tür bilgiler benim her zaman ilgimi çekmiştir ve Theudho’dan Jurgen de bu konular üzerinde epey inceleme yapmış bir müzisyendir. Jurgen beslenişi ve nefes alışı kadar doğal bir şekilde metinleri yazan canlı bir ansiklopedi gibi. Konulardan bahsetmeye ve yavaş yavaş “Misotheism’in” şeklini vermeye başladık. Bu durumdan oldukça memnunum; çünkü genelde sözler ve müziğin içerisinde bulunan mesaj fazlasıyla önemlidir. Bunu anlamak fazla zamanımı almadı.
Eirenis: Vampire Magazine kadrosundan yer almış bir yazar olarak Misotheism albümünü özet bir kritikle değerlendirmeni istesek öncelikli neler yazmayı yeğlersin?
Filip Dupont: doğal soundunu ve sanatı, sözleri, geleneksel black metal yaklaşıma uzaklığı açısından toplam müzikalitesini kesinlikle vurgulamalıyım!
Eirenis: Gorath’da her işin kendince gerçekleştirilmesi alışkanlığının Theudho’daki kadrosal çalışmaya nasıl yansımaktadır? Sen taraflı istem dışı yönlendirmeler yaşadığınız oluyor mu?
Filip Dupont: Theudho aşağı yukarı Gorath’ın yolunda gelişim gösteren bir gruptur. Her ikimizde bu işe, tek kişilik bir proje şeklinde atılım yapıp ileriki safhada gerçek bir grup kurarak devam ettik. Theudho’nun dönemlik bir müzisyeniydim ve geçen yaz (ya da daha erken) grubun kadrosundan ayrıldım. Theudho’da Jurgen gerçek bir diktatör ve grubun ana kompozitörü. Son iki kayıtta bas gitar partisyonlarını üstlenmemi istedi ve ne çalmam ve bunun soundunun neye benzemesi gerektiği konusunda kesin açıklamasını da yaptı. Bu ne grup işiyle ne de ben ile grubun arasındaki ilişkiyle alakalı!
Eirenis: GOJIRA, ORPHANED LAND, AGALLOCH ve DEATHSPELL OMEGA gibi çok farklı türlerde var olan grupların bir fanı olarak Gorath’ı gerçekleştirmek sana salt black metal dinleyicisi olup bu işi üretime dökmeye çalışanlardan daha farklı bir kazanç getiriyor mu?
Filip Dupont: bahsettiğin tam anlamıyla doğru olandır! Farkında olmadan duyduğun her türü içine çekiyorsun ve müzik oluşturmaya başladığında tamamen farklı bir mix ortaya çıkıyor. Bence Gorath diğer türlerin birçok macerasını içeren geleneksel İskandinav Black metalin soundunun iyi bir karışımı; black metal gruplarının değil! Daha az saf ve agresif soundun dışında her şeydir. Sana önceden de bahsettiğim gibi ana anahtar atmosferin genel kapsamıdır! Teknik ya da aynı seviyesizlikteki basitlik Gorath’ın asla ele alacağı unsurlar olmayacaktır.
Eirenis: Belçikalı progressive black metal grubu Axamenta’nın vokali Peter Meynckens ses tellerinde oluşan ağır tahripten dolayı müzikten uzaklaşmak zorunda kaldı. Bu durum bu tür vokalleri seslendiren her müzisyenin yaşayacağı kaçınılmaz bir son mudur?
Filip Dupont: bu tür bir tartışmayı birkaç hafta öncesinde yaşamıştım. Sonunda bu tür vokalleri tekrarlayarak kullanmanın sakıncalı olduğunun düşünüyorum. Birçok grubun soundu (Marduk gibi) bir turneyi bir defasına berbat ederse bu onun sonunu getirir. Vokalleri kötü kullanmak yerine bunları teknikleriyle gerçekleştirmenin yolları var. Arch Enemy vokali Angela Gossow scream vokali öğretti. Onun gerçekten hasta bir sesi var; fakat 30 sıralı konser sonrasında sesini yok edeceğine inanmıyorum. Bununla beraber vokal konusunda ders almayı fazla düşünmüyorum. Ses çıtamdan fazlasıyla memnunum. Konser günlerinde yaptığım şey sahne öncesi sesimi fazla yormamaya çalışmaktır.
Eirenis: Belçika metal piyasası hakkında merak ettiklerimize bir geçiş yapalım. Ülkenizden Aborted, Ancient Rites, Emeth, Thurisaz, Enthroned gibi birçok iyi sayılır grup mevcut. Ülkenden takip ettiğin gruplar var mı?
Filip Dupont: Kludde (post-rock/black metal), Serpentcult (doom), The Reckoning (aggressive death) ve Amenra (sludge). Kesin olan küçük arenamızın sunmak için fazla gruba sahip olduğudur!
Eirenis: kimi ülkeler kendi topraklarında metal müziğe başlangıç yapmada öncü gösterebilecekleri gruplara sahiptir; kimileri ise sahip olamadığından başkalarınkiyle beslenip bu piyasaya atılım yapmıştır. Belçika bu iki ülkeden hangisinin dâhiline girer? Metal tarihindeki miladını kimler çizmiştir?
Filip Dupont: Belçika soundunun benzeri yoktur diyebilirim! Belçika arenası Norveç, Amerika ya da her ne olursa onu kopya etmeye çalışan bir ülke değildir. Liderliğin zamanımızda iyi yapılanlarla ilişkili olduğuna inanıyorum. Darkthrone tek albümle death metale giriş yapmadan önce gerçek black metalle bu işe giriş yapmıştı. Euronymous dışında death/black metalin eskisi kadar popüler olduğunu söyleyemeyiz. Deathspell Omega, Averse Sefira, Secrets of the Moon and Watain gibi grupların evrensel müzikte daha fazlasına sahip olduğunu düşünüyorum-hiçbirinin sesinin aynı ülkeden gelmemesine rağmen- bırakalım liderler takipçilerine yol göstersin. Bizlerin tercihi kendi yolumuzda ilerlemektir. On ikili yaşlarım civarında AC/DC, Iron Maiden ve Megadeth gibi gruplarla heavy metal dinlemeye başladım. Benim metal miladım heavy metal ile çizildi.
Eirenis: ülkemizde black metal takipçileri dinledikleri grupların tanınmamalarının bu türün gereklerinden olduğu kanısındalar. Kitlelere ulaşmakta sarf edilen bunca gayretin bu istenmedik durum dışında başka bir amacı var gösterebilinir mi?
Filip Dupont: underground kalmak öznel bir konu. Bir grup underground camiayı ne zaman ‘terk eder’? Beş bin kayıt satmak zorundalar mı? Ya da undergroundlıktan sahneler düzenledikleri; CD yayınladıkları ve My Space kullandıklarında mı kopacaklar? Hiçbir sahnenin; hiçbir kaydının ve hiçbir internet promosyonunun olmaması gerekli. Kendi performans odanda müzik yapmalı ve kesinlikle hiçbir şey yayınlamamalısın. O zaman gerçekten underground kalmayı başarırlar. Bu şekilde sürekli şikâyette bulunanlar en iyisi müzikten tamamen uzak dursunlar. Kült black metal kayıtlarının bazı limitli basımları eBay üzerinden yaklaşık €200 civarında satışa sunuluyor. Bu fazlasıyla gülünç! Birçok albüm satışına sahip Deathspell Omega’nın yaptığına benzer kötü bir davranışla da gruplar köklerine bağlı kalıp gizli ve “underground” bir şekilde devam edebilirler. Deathspell Omega ile yapılan nadir röportajlarda okuduğum, grup arkasındaki gerçek adamın Deathspell Omega’nın kıyafetlerini giyerlerse çocukları dövebileceklerini söylemesiydi. Ayrı Deathspell Omega’nın sadece vinly yayınladıklarını ve asla dijital disk yayım işine bulaşmadıklarını da eklemiş. Ve şimdi bulundukları yere bir bakın? Demek istediğim sonuçta nasıl underground kalabilirsin ki! Black metal arenasının %99 bir daha asla geri alamayacakları parayı ve eforu sadece müzikleri için harcamakta. Her şey tamamen tutku ve adanmışlıkla alakalıdır; underground kalabilmekle bilememek ile değil!
Eirenis: bir death/thrash/metalcore/Hardcore türünün sahne performansını gerçekleştirmekle black metalin sahnesini sergilemek arasında zorluk açısından bir farklılık olduğunu söyleyebilir miyiz?
Filip Dupont: evet black metale özgü bir soundu gerçekleştirmek gerçekten daha zor. Uzun saçının, çivilerinin ve beyaz makyajının olması ise performans gerçekleştirmende daha az yoğunluk ve zorluk teşkil etmektedir. Bir Hardcore grubunun çıplak bir şekilde sahne alması daha fazla enerji ve aktiflik gerektirir.
Eirenis: dünya genelinde tanınan ve en önemli metal festivalleri arasında gösterilen Graspop Metal Meeting hakkında ev sahibi ülkenin bir vatandaşı olarak ne düşünüyorsun? Dışarıdan gelen bunca ünlü sesin arasında yerli gruplarınızın gördüğü seyirci talebi tatminkâr ölçüde sayılabilinir mi? Bu organizasyon kapsamında bulunmak Gorath için ne ifade eder?
Filip Dupont: genelde festivalleri sevdiğim söylenemez. GMM’de bundan yaklaşık on yıl önce bulundum. Doğru hatırlıyorsam sadece birinci ve ikinci yapımlarında bulundum. Birçok insanın birlikte takıldığı ve iyi vakit geçiriyormuş gibi göründüğü bir yapım. Birçok can sıkıcı metal kafalının sadece eğlenceyi; sarhoş olmayı ve elinden geldiğince fazla gürültü yapmayı önemsediğini görebiliyorsun. Bunun yanı sıra GMM’yi bu yıl ziyaret etmeyi düşünüyordum; fakat vazgeçtim. Buna rağmen burada birçok kişi için sahne almanın özel bir duygu olduğunu düşünüyorum.
Eirenis düşünüyor- Festivaller konusunda benimle hem fikirli olan birinin varlığını görebilmek anlıkta olsa mutlu olmamı sağladı!
Eirenis: genellikle Hollanda, Belçika, Danimarka, Fransa ve Almanya gibi yakın çevre ülkelerinde sahne alıyorsunuz. Yakın ve nabzı ölçülmüş sahnelerde tekrar yer almayı daha uzak-yabancı sahnelere tercih mi ediyorsunuz? Yoksa imkânlar ve teklifler bu sınırlar içerisinde bulunduğundan daha uzağa kendinizi taşıyamıyor musunuz?
Filip Dupont: öncelikle söylemem gereken Gorath’ın mümkün olduğunca fazla sahnede yer almak gibi bir amacının olmadığıdır. Bir konser gerçekleştirmeden önce dikkatli düşünür ve seçim yaparız. Birçok teklifi reddetmemizin nedeni de budur! Her hafta sonu yapılan aşırıya kaçmanın bir parçası olmak istemiyoruz. Bundan dolayı genelde yurtdışında sahne almayı tercih ediyoruz. Daha uzak yerlerde sahne almayı önemsemiyorum. Bundan iki hafta öncesinde İrlanda’da sahne aldık ve her şey oldukça iyi şekilde tamamlandı. Dün (5 Eylül 2008) İsveç kıyıları yakınında sahne almamız teklif edildi. Eğer bir yere varmak için yarım gününüzü direksiyon başında harcamanız gerekiyorsa, bu tür fazla tutarlı durumlarda sizlere sunulması gerek bazı kesinlikler gerekir. İkincisi Gorath olarak finansal bir intihar asla gerçekleştirmeyecek olmamızdır!
Eirenis: bizim arenamızın Black metal öncülerinden Moribund Oblivion grubunun kurucu taşı ve Groza-Exile gibi tek kişilik projelerin çok yönlü istenmeyen müzisyeni Bahadır ULUDAĞLAR ile aranızda fazlasıyla benzer yönlerin olduğunu söyleyebilirim. Tek bir kişinin bunca işin üstesinden gelmesinin alkışlanması yerine taşlanması gibi bir olmaması gerekenin senin başına Belçika’da gelip gelmediğini merak ediyorum? Başarılı olana destek göstermeyen bir kitlenin zevkine sunduğun üretimini yani kendini bu durum karşısında hiç sorgular mısın?
Filip Dupont: biraz klişe olacak; fakat başkalarını memnun etmek için müzik yapmıyorum. Bu yüzden linç edilip edilmemeyi önemsemiyorum. “Misotheism” ortalama 8/10 skorunu yakaladı; bu yüzden başkalarının yaptığım işten zevk aldığından emin olduğumu ekleyebilirim. Eğer değillerse de? Bu gerçekten kötü!
Eirenis: son olarak neler eklemek istersin, Filip?
Filip Dupont: Ens Et Bonum Et Verum Et Pulchrum Convertuntur
Eirenis: sabrın ve röportaj teklifini kabul ettiğin için tekrardan teşekkür ederim. Bu röportajda noktayı koymakta epey zorlandım. Umarım Türkiye’nin de kapsamında bulunacağı daha çok güney istikameti olan bir turne gerçekleştirirsiniz.
Filip Dupont: ben teşekkür ederim. Geçen ay Suriye’ye kişisel bir yolculuk düzenledim ve Türkiye’nin Suriye dağlarına yaslanan güney sınırını gördüm. Türkiye’yi bir gün Gorath ile ya da tek başıma ziyaret etmeyi çok isterim.
"
|
|
Tarih: 17.09.2008 Saat: 10:15 Gönderen: ImpLosioN |
|
|
|
|
| |
|
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0
|
|
| |
|
|
|
Şu An Bağlı: 
