Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
Evelyn Zehir Hafiye
Kayıt: May 08, 2008 Mesajlar: 349 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Cmt Hzr 07, 2008 10:38 pm Mesaj konusu: Dostoyevski'den bir soru! |
Mesaj: #1 |
|
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski`den, Suç ve Ceza`nın odağı olmuş bir soru...
"Mutluluğa akılcı bir varoluş planıyla mı ulaşırız, yoksa, acı çekerek mi?" |
|
Başa dön |
|
|
Sponsor Linkler
|
Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz ! |
: # |
|
|
|
Başa dön |
|
|
Taypan Gore-Grind
Kayıt: Jul 16, 2007 Mesajlar: 2195 Nerden: Kadıköy
|
Tarih: Cmt Hzr 07, 2008 10:58 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #2 |
|
aci cekip cekmemekte nasil bi var olus plani yaptigina baglidir diye dusunuyorum.
bunun disindada mutluluga ulasilmaz diyorum.. |
|
Başa dön |
|
|
callap Forum Hayvanı
Kayıt: Jul 05, 2007 Mesajlar: 806 Nerden: antalya
|
Tarih: Pzr Hzr 08, 2008 4:50 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #3 |
|
eskiden çile doldurarak acılarını yeniyorlarmış lakin şimdi nasıl ederiz bilmiyorum |
|
Başa dön |
|
|
anguish Hylobatidae
Kayıt: Oct 25, 2007 Mesajlar: 3337 Nerden: miklagard(Bakırköy)
|
Tarih: Pzr Hzr 08, 2008 5:02 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #4 |
|
mutluluklar tesadüfüdir. kısa ve öz .... gelip bian geçici....acılar ise sonuçlardır....katlanmaktır....
akılcı bir varoluş planıyla hayat mucadelesi verilir sadece.....eğer ki bu mantıkla yaşama bakarsan sistematik ilerlersin hayatı ama sonrası sadece hepsinin toplamı olur..... _________________ Ölüm dansı yapan kelebekler gibi, yüzüm hep ışığa doğru... |
|
Başa dön |
|
|
ZealoT Hominidae
Kayıt: Dec 24, 2007 Mesajlar: 578 Nerden: istanbul
|
Tarih: Pzr Hzr 08, 2008 5:07 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #5 |
|
Hayal içinde yaşayan bok içinde ölür !! _________________ Yürüyorum üstünde ölülerin. Ayaklarım tilki ayakları . |
|
Başa dön |
|
|
el-kafirun Kafir Kitabesi
Kayıt: Apr 08, 2008 Mesajlar: 721 Nerden: Ankara
|
Tarih: Pzr Hzr 08, 2008 5:13 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #6 |
|
ZealoT demiş ki: | Hayal içinde yaşayan bok içinde ölür !! |
Unutma insanlar hayalleriyle ayakta durur.Tabiki hayal deyince bunlar yere basanlar olmalıdır.Acı çekmekle mutluluğa erişilir.Çünkü acılar mutluluğu belirten şeylerdir. _________________ Ey!.. Ademoğlu..
Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.
Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz.
Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır... |
|
Başa dön |
|
|
ElaiFe Zehir Hafiye
Kayıt: May 29, 2008 Mesajlar: 205
|
Tarih: Pzr Hzr 08, 2008 5:24 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #7 |
|
aklın sana sadece hayattaki boktanlıkları,görünen şeylerin aslında görünüşünden çok farklı olduğunu,eşitsizlikleri,sahtekarlıkları kavratır.bence dünya mutlu oluncak bir yer değil.kim eğlenmek için gelmemiş buraya.hayallerde avuntu sadece.mutlu olduğum tek anım uykum...hissetmiyosan mutlusundur
En son ElaiFe tarafından Cum Ağu 08, 2008 3:12 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
|
Başa dön |
|
|
ZealoT Hominidae
Kayıt: Dec 24, 2007 Mesajlar: 578 Nerden: istanbul
|
Tarih: Pts Hzr 09, 2008 12:52 am Mesaj konusu: |
Mesaj: #8 |
|
el-kafirun demiş ki: | ZealoT demiş ki: | Hayal içinde yaşayan bok içinde ölür !! |
Unutma insanlar hayalleriyle ayakta durur.Tabiki hayal deyince bunlar yere basanlar olmalıdır.Acı çekmekle mutluluğa erişilir.Çünkü acılar mutluluğu belirten şeylerdir. |
minare gölgesinde yaşayıp davulun tozunda eylenelim o zaman.
hayat boş pompala çoş _________________ Yürüyorum üstünde ölülerin. Ayaklarım tilki ayakları . |
|
Başa dön |
|
|
sentenced_1303 Forum Hayvanı
Kayıt: Aug 04, 2005 Mesajlar: 636 Nerden: Eskişehir
|
Tarih: Cum Ağu 08, 2008 2:17 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #9 |
|
Bu çeşit soruları beni çok uğraştırsa da, Dostoyevski ve Tolstoy ikilisini çok seviyorum. Görüşleri tüm dünyanızı bir anda sarsabiliyor, soruları sizi şaşkınlık içinde bırakabiliyor. Size yıllardır bilinçsiz şekilde yaptığınız şeyleri sorgulattırabilme özellikleri var (Ölümsüz olmalarının nedenlerinden biri bu olsa gerek). Mutluluğa ulaşma konusu da böyle bir şey sanırım.
İnsanların mutluluğu ne kadar bilinçli bir şekilde istedikleri kuşku götürür. Anlatmak istediğim şu: Kuşkusuz, aklı oturmuş her insan mutlu olmak ister. Hatta eğer tüm insanların ortak olan bir tek yanı varsa, o da, her birinin, kendilerinin mutlu olmalarını istemeleridir. Ama bu mutluluğa ulaşmada izlenen yöntemler genelde pek bilinçli bir şekilde uygulanmaz. Kimi ünlü bir yazar olmak ister; çünkü insanların takdirini kazanmak onu mutlu eder. Kimi iyi bir müzisyen olmak ister, duygularını insanlara müziğiyle iletmek yoluyla hayran kazanmak onun mutluluk kaynağıdır. Yani amaç orada olduklarını, varolduklarını ispatlamaktır. Berkeley'in "Varolmak algılanmaktır." sözü insanoğlunun bu duygusunu betimlemede biçilmiş kaftan gibi duruyor. Burada insanı mutlu eden şeyin de bu algılanmışlığı hissetmek, diğer bir deyişle fark edilmek; yani varolmanın bilincinde olmak olduğunu düşünüyorum. Ardından hemen şu soruyu soruyorum: “Akılcı bir varoluş planıyla mutluluğa ulaşılabilir mi?” Var olmanın bilincinde olmak insanlara mutluluk verdiğine göre, başarılı bir varoluş planı (akılcı demiyorum) bizi zaten mutluluğa götürmüştür. Yalnız, bir tek şartla: Dışımızda gelişecek olayların bizim lehimizde olmaları… Ünlü bir yazar olmak isteyen kişi okur, okur, okur, sürekli notlar alır, duygularını kağıda döker, olgulara diğer insanlardan farklı bakma zorunluluğu vardır. Bunların hepsi kendisini mutluluğa götürecek planın birer parçasıdır. Ama bunların hepsini, hatta daha da fazlasını ünlü bir yazar olmuş birisinden daha nitelikli ve de daha akılcı bir şekilde yapmış olan birisi ünlü bir yazar olmayı başaramayabilir. Yine aynı şekilde, iyi bir müzisyen olma sevdasındaki bir kişi gerekli eğitimi almış, zamanının büyük bölümünü pratik yapma işine harcamış olup da çeşitli sebeplerden dolayı (örneğin genetik etmenler) kendisinden daha az eğitim almış, pratik yönden daha zayıf birisinden daha iyi bir müzisyen olamayabilir. Bu iki örnek de bize gösteriyor ki, hayatta bizim dışımızda gelişen, bizim değiştirmeye asla muvaffak olamayacağımız şeyler vardır. Yani planlarımız ne kadar akılcı olursa olsun, müdahale edemeyeceğimiz şeyler arzuladığımız yönde gelişmezse planlarımız başarıyla sonuçlanamaz. Mutluluğa ulaşmada izlenen yolların bilinçli bir şekilde izlenmediğini iddia etmem çoğun bu ihtimalleri atlamamızdan kaynaklanıyor. Bu durumda sorumuzun cevabı da son şeklini almış oluyor: “Evet, akılcı bir varoluş planıyla mutluluğa ulaşılabilir; ama şansımız yanımızda olduğu sürece...”
Mutluluğun, salt acı çekme yoluyla yakalanacağına ise inanmıyorum. Acı çekmenin insanı üzen bir şey, üzgün olma durumunun da mutluluğun tam karşıtı olduğunu düşündüğümde acı çekerek mutlu olma düşüncesini amaca giden yolda amacı unutmak olarak niteliyorum. Acı çekmenin insanı daha olgun hale getirdiğini, daha akılcı düşünebilme yetisi verdiğini yadsımamama rağmen, bir şeyi, onun tam karşıtıyla nasıl eksiksiz bir biçimde sağlayabileceğimizi bulamıyorum. En büyük acıları yaşamış bir kimsenin çok daha küçük acılar karşısında mutsuz olmayacağı açıktır; ama bir kimsenin mutsuz olmaması onun mutlu olması anlamına da gelmez. Hepimizin çevresinde mutsuz olmayan, mutlu olması için de her bir şeyi mevcut ama mutlu da olmayan birçok insan vardır. Mutsuz değillerdir, çünkü maddeten ve manen hiçbir sorunları yoktur. Mutlu değillerdir; çünkü hayatlarında dolduramadıkları bir boşluk olduklarını söylerler. Bu insanlar ne mutlu ne de mutsuzdurlar. Bir boşluğun içindedirler yalnızca.
Peki bu boşluk neyle dolar? Mutluluğa akılcı bir varoluş planıyla ancak tesadüfi bir şekilde ulaşılıyorsa, acı çekerek ise ulaşılamıyorsa nasıl mutlu olunur?
Sonlu olmayan bir mutluluk ancak bir ülkü sahibi olmakla gerçekleşebilir. Önemli olan, amacı gerçekleştirip gerçekleştirememe değil, o amaca bağlı kalmaktır. Amaç uğruna harcanan emekler, mutluluk inşaatının işçileridir. Ünlü bir yazar olmak değil, ünlü bir yazar olma düşüncesi, iyi bir müzisyen olmak değil, iyi bir müzisyen olma amacı mutluluğu sağlayan şeylerdir. Amacına ulaşmış kişilerde oluşan hayal kırıklıkları da bence bununla ilgilidir. Çünkü kişinin mutluluğunu ünlü bir yazar olmak değil de, o yoldaki amacı sağlar. Çoğu zaman, hayattan istedikleri tüm şeyleri almış olan insanların mutsuz olmaları artık bir amaçları kalmamasındandır. Sanırım bu konuda biraz yüzsüz olmak, hayattan sürekli fazlasını, daha fazlasını istemek, daima bir amacın peşinde koşmak gerekir diye düşünüyorum. _________________ R.I.P Miika Tenkula (1974-2009) |
|
Başa dön |
|
|
Ateist
Kayıt: Sep 24, 2005 Mesajlar: 630
|
Tarih: Cum Ağu 08, 2008 3:11 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #10 |
|
Mutluluğu becersem çoğalır mı? |
|
Başa dön |
|
|
darlene Zehir Hafiye
Kayıt: Jul 01, 2008 Mesajlar: 222
|
Tarih: Cum Ağu 08, 2008 4:49 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #11 |
|
mutluluk ulaşılacak bir şey değil bence.hele acı çekmenin ödülü hiç değil.doğada "bu çok acı çekti biraz da mutluluk verelim" diyecek bir adli sistem yok.tabii bazı insanlar,mutluluğu elde ettiklerinde çektiği acıların ödülü olduğunu ya da çok acı çektiği için sıra mutlu olmaya geldiğini düşünebilir.öyle düşündüğü için de öyle yaşar.bana kalırsa ancak şöyle olabilir.size mutluluk getirecek bir hedefin peşinde koşarken acı çekmeniz gerekebilir.sınava çalışıp iyi not almak gibi.bu nedenle bana akılcı bir varoluş planı seçeneği daha akla yakın gelse de,bence mutluluk bir tesadüf,ve de çok göreceli.aynı olay bir insana yıllarca vicdan azabı huzursuzluk getirirken,birinin hiç dükünde bile olmayıp mutlu olması için çikolata yemesi yeterli olan bir insan olabilir.kitaptan örnek vereyim,raskolnikov o manevi buhrana girmek yerine aldığı paralarla gününü gün edip kelimenin tam manasıyla mutlu da olabilirdi.
cemal süreya boşuna dememiş "dostoyevskiyle tanıştım.o gün bugündür huzurum yoktur" diye |
|
Başa dön |
|
|
DeViLseeD Hayvansal Forum
Kayıt: Jul 25, 2007 Mesajlar: 1191 Nerden: no :23 kat :3
|
Tarih: Cum Ağu 22, 2008 4:53 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #12 |
|
belkide mutluluk sabittir siz mutlu olduğunuzda başkasının mutluluğundan pay alıyorsunuz eskiden mantıklı gelirdi bu biraz simdi dusundumde sacma geldi ama teori sonuçta hoş bir tespit _________________ ıssız |
|
Başa dön |
|
|
radser Laneth Lucifer
Kayıt: Feb 03, 2006 Mesajlar: 678 Nerden: Sakarya
|
Tarih: Cmt Ağu 23, 2008 7:00 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #13 |
|
Bir bilgisayarım olduğu için mutluyum fakat çok iyi bir bilgisayar olmadığı için mutsuzum.
Sevgilimden ayrıldım mutsuzum fakat başka birini bulup mutlu olabilirim.
Yada param var ama mutsuzum..Mutsuzluğum paramın olmasımı yoksa bu dünyada şartları kendi çıkarlarım için kullanamadığım içinmi? _________________ Kendimi başkaları,başkalarını kendim için kurban etmeyeceğime varoluş aşkım üzerine andiçerim...
www.soulflytr.com | Soulfly Türkiye Fan Sitesi |
|
Başa dön |
|
|
setenay9 Veled-i METAL
Kayıt: Feb 15, 2008 Mesajlar: 122 Nerden: istanbul
|
Tarih: Cmt Ağu 23, 2008 7:36 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #14 |
|
Raskolnikov acı çekmeyi yeğlediğinde, ben bu soruyu sormuştum aslında kendimede.
mozoşist ruhumuda eklersem mutlaka acı çekip en sonunda gerçekleşen mutluluktan büyük haz duyacağıma eminim. _________________ Dünya insansız başladı, insansız bitecek! |
|
Başa dön |
|
|
Aton Veled-i METAL
Kayıt: Apr 07, 2007 Mesajlar: 151 Nerden: uzak çok uzak bir galaksiden
|
Tarih: Cmt Ağu 23, 2008 8:51 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #15 |
|
Mutluluğun bir yazılı reçetesi olmaz canlıdaki hazza yönelimdir. Ama her zaman neyin haz neyin acıyla sonuçlanacağını bilmek olası değil. Acılar belki hatalarla ve eksikliklerle yüzleşme şansı yarattığı için olsa gerek insanlarda acının mutluluğu getirebileceği düşüncesi hakimdir. Bir yerde pişmek gibi.
Ancak acının felsefesini güderek onurlu bir mutluluk düşüne inanmıyorum. Stoacı Seneca nın intiharındansa Hedonist Lucretius u daha yaratıcı bulurum. Tabi Seneca nın Lucretius dan çok daha şanssız olduğu da bir gerçek.
Bu noktada akılcı bir varoluş planı gerçekleştirilebilir mi tartışılır. Ancak acı çekerek mutluluğa ulaşmak da pek olası gerekmiyor. En iyisi bence Sokrates yöntemi ile sorgulamaktan geçiyor. Pek antik yunan felsefesi merkezli bir açıklama oldu ama bu sefer de öyle olsun ki ileti çok uzamasın idare ediniz. _________________ .[-h(bar)2/2m]d2.y+u.y=e.y
ekindron vanehedris asohimdor
Herkes bir yönüyle haklıdır ancak nerede ne kadar haklı olduğunun farkında değildir. |
|
Başa dön |
|
|
v_woolf Geçerken Uğrayan
Kayıt: Aug 22, 2008 Mesajlar: 8
|
Tarih: Pzr Ağu 24, 2008 3:06 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #16 |
|
Bu sorunun cevabı kitabın son bölümünde uzaktan Sibirya bozkırlarına bakarken başlar... Dostoyevski her ne kadar ütopik sosyalist olsada Shakespear gibi hayatı mutlaklığı olmayan grilikten ibaret olduğunu kabul ediyor. Özellikle sürgün ve mecburi askerlik dönemlerinde insanların acılarını ve aydınların toplumla bağdaşamadığını görüp küçük kirli insanların arasında bir hiç olduğunu fark edince anlıyor. Mutlak doğruyu aramak için Raskolnikov'a cinayeti işletirken Dostoyevski, hem eşini ve yanılmıyorsam kardeşini kaybediyor ve Raskolnikov'u oturttuğu Petersburgun'un o kokuşmuş sokaklarında oturuyor. Dostoyevski'nin bir yanı Raskolnikov'dur diğer yanı Dmitri Karamazov'dur. İkisinde de en büyük ortak noktası kendisini idam mangasının önüne gider gibi saçma sapan ve boşlukta hissetmesidir. Dostoyevski bunun izinden asla kurtulamamıştır. Hayatının en büyük dönüm noktası her ne kadar 1845 olsada asıl dönüm noktası ölümden kurtulup bir daha asla izlerinden kurtulamayacağı Sibirya yılları ve askerliğe mahkum olduğu yıllardır. En başında söylediğim gibi sorunun cevabı Suç Ve Ceza'nın son bölümünde başlar ve Dmitri Karamazov'da sonlanır.... Mutlak doğru ve çözüm yoktur; hayat gridir |
|
Başa dön |
|
|
MethaL Forum İnsanı
Kayıt: Jun 28, 2005 Mesajlar: 4764 Nerden: İstanbuL
|
Tarih: Çrş Eyl 03, 2008 3:09 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #17 |
|
A şıkkı diyorum.. Akılcı bir varoluş planıyla=)) _________________ Nefrete Sevgiden Daha Çok Güvenirim Dedi ŞeYTaN..ÇÜNKÜ NEFRETİN SAHTESİ OLMAZ..! |
|
Başa dön |
|
|
cof_death Zehir Hafiye
Kayıt: May 17, 2008 Mesajlar: 402 Nerden: Eskişehir
|
Tarih: Çrş Eyl 03, 2008 4:48 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #18 |
|
Kurcalamaya pek gerek yok diye düşünüyorum. _________________ La Historia Me Absolvera-F.Castro |
|
Başa dön |
|
|
Ausnahmetalent Mühendis Hanım
Kayıt: Jun 27, 2007 Mesajlar: 1214
|
Tarih: Çrş Eyl 03, 2008 5:22 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #19 |
|
akılcı bi varoluş planı bi müddet işe yarar diye düsünüyorum. mutluluklar gelip geçiçidir. acı! mutluluklar acıdan sonra gelir.ve o zamanda gelip geçicidir. |
|
Başa dön |
|
|
dawnofthedead Dead Soul
Kayıt: Jun 07, 2008 Mesajlar: 1304 Nerden: cehennem
|
Tarih: Çrş Eyl 03, 2008 8:20 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #20 |
|
bana mutluluğun resmini çizebilirmisin abidin
şaka neysede mutluluk acı çekmeden mümkün değildir acı olgunlaştırır ve belkide mutlu olamayacağımız şeylerden bile mutlu edebilir bizi _________________ belki de en güzeli böyle... |
|
Başa dön |
|
|
|