Giriş
veya
Kayıt Ol
::
Ana Sayfa
::
Hesabınız
::
Forumlar
::
Haberler
::
Kritik
::
Fotoğraf Galerisi
::
Hosting
::
Köşe Yazıları
::
Menü
Site
Ana Sayfa
Forum
Haber Gönder
Haber Arşivi
Site Kadrosu
Extra
Hosting
En İyi 10
İnteraktif
Demo & Mp3 Arşivi
Video İzleme
Fotoğraf Galerisi
Destek
Destekleyenler
Linkekle
Bizi Öner!
İçerik
.
Yerli Gruplar
.
Yabancı Gruplar
.
Biyografiler
.
Albümler
.
Albüm Kritikleri
.
Röportajlar
.
Köşe Yazıları
.
Köşe Yazıları Arşiv
.
Dergiler
.
Etkinlikler
·
Gitar & TAB
Albüm Kritikleri
·
KORN - The path of totality
·
Hypocrisy-A Taste of Extreme Divinity (2009)
·
Cyntia - Endless World (2012)
·
Tiamat - The Scarred People
·
Moonspell Alpha Noir-Omega White.
·
Ghost - Opus Eponymous
·
Testament - Dark Roots of Earth
·
Lamb of God - Resolution
·
Volbeat Live From Beyond Hell/Above Heaven
·
Pentagram - MMXII
Kısa Haberler
[
Haber Arşivi
]
Son 10 Haber
·
100 Metal Sunar: GAEREA
[ 0 yorum - 759 okuma ]
·
Dark Tranquillity Türkiye Turnesi 2021
[ 0 yorum - 3069 okuma ]
·
SECURIS yeni Albümünü yayınladı.
[ 0 yorum - 5717 okuma ]
·
OPETH 22 Mart 2015′te İstanbul'da, 23 Mart'ta ise Ankara'da
[ 0 yorum - 13850 okuma ]
·
Blind Guardian Istanbul konseri 14 Mayıs 2015
[ 0 yorum - 14393 okuma ]
·
Blind Guardian 8 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da
[ 0 yorum - 13725 okuma ]
·
DYING FETUS 11 HAZİRAN 2015 İstanbul'da
[ 0 yorum - 15233 okuma ]
·
Kurt Cobain belgeselinden ilk fragman geldi
[ 0 yorum - 15283 okuma ]
·
Takıntı - Buhran klibi yayınlandı!
[ 0 yorum - 16401 okuma ]
·
Wayne Static 48 yaşında hayatını kaybetti
[ 0 yorum - 17360 okuma ]
[
Devamı Haberler Bölümünde
]
Fotoğraf Galerisi
B Noktası
B Noktası
B Noktası
Heretic Soul @ Waldb ...
Heretic Soul
Heretic Soul
Heretic Soul @ Rock ...
Anoreksi Promo 2011
Anoreksi Promo 2011
Anoreksi Promo 2011
[ Fotoğraf Galerisi ]
Rastgele Biyografi
Saints'N'Sinners
MetalTR Arama
Üyelik
Üye Olun
Kayıp Şifre
Güvenlik Kodu:
Güvenlik Kodunu Girin:
Üyelik:
Bugün:
0
Dün:
0
Bekleyen Üyelik(ler):
3
Toplam Üye:
42,762
En Son Üye:
electric_wizard
Şu An Bağlı:
Misafir(ler):
295
Üye(ler):
0
Toplam:
295
Forumlardan
SSS
Arama
Üye Listesi
Kullanıcı Grupları
Can Sıkıntısı Giderici!
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun
Giriş
Günlükler
Günlük Kontrol Paneli
Günlüğüm
Bu ara hangi kitabı okuyorsunuz?
Sayfa
1
,
2
,
3
...
32
,
33
,
34
Sonraki
metaltr.net Forum Ana Sayfası
->
Edebiyat
Önceki başlık
::
Sonraki başlık
Yazar
Mesaj
lethee
Zehir Hafiye
Kayıt: Jul 08, 2006
Mesajlar: 365
Tarih: Pzr Eyl 03, 2006 6:23 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#1
cemal süreyyanın siirlerine bakıyorm arada.. onun yanında pınar kür yarın yarın a başladım....
/ ImpLosioN : Bir google'de aratıpta koyun lütfen..
Kitapevi: Everest Yayınları
yarın yarın'da devrim türk filmi havasında. yine de önce vicdanlara seslenmiş ve bu şekilde içindeki acıyı son derece başarılı bir şekilde verebilmiş pinar kür hanım. kurgu ve konunun gidişatı edebi yönden biraz zayıf olsa da en lirik sona sahip kitaplardan biri olsa gerek, insanın içine ağırlık çöküyor. aradan uzun zaman geçse bile insan geri dönüp bakınca sanki dün okumuş gibi hatırlıyor romanın son sayfasını. tüm bunlara ek olarak kitap, selda karakteriyle üstü başı servet değerinde olan, birileri gittikçe fakirleşirken abuk subuk şeylere utanmadan dünyanın parasını verebilen "küçük burjuva gençliğine" en babasından ayar vermekte.
* Bilgi ek$isozluk'ten alınmıştır.
_________________
özgürlüğün geldiği gün, o gün ölmek yasak...
Başa dön
Sponsor Linkler
Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari
Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz !
:
#
Başa dön
skuggor
"ut ur graven"
Kayıt: Sep 04, 2004
Mesajlar: 4758
Nerden: dunia.
Tarih: Pzr Eyl 03, 2006 6:33 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#2
Parfümün Dansı
orjinal adı : Jitterburg Perfume
yayınevi : Ayrıntı
sayfa sayısı : 366 sayfa
Oyunculuk uçarılık değil, bilgeliktir" diyerek çılgınlık derecesinde "oyuncul" romanlar yazan Tom Robbins, bu romanda hayatımızı var eden en temel kavramlar hakkında düşünmeyhe ve insanın doğayla ilişkisinin kopma sürecinin anlatııldığı düşsel / tarihsel bir yolculuğa çağırıyor bizi. Batı'dan Doğu'ya, oradan da Yeni Dünya'ya uzanan, ölümsüzlüğü kovalayan ve yüzyıllar süren bir yolculuktur bu. Batı acı çekmeyi seven, mantığa, bireyciliğe ve üretime tapınanların diyarıdır. Doğu, aşka, boş zamana, münzeviliğe, bilinmezliğe hayatında yer veren insanların yaşadığı su ve parfüm diyarıdır. Yeni Dünya'da ise sadece "başarı" ve hırs vardır. Yolculuğun en ilginç kişisi ise keçi ayaklı, zevk ve bereket tanrısı Pan'dır. Pan, insanların duyguları ile düşünceleri arasına duvar çekmeleri, yaşamak yerine, cennete kabul edilmek ve doğayı tahakküm altına almak için çalışmaları; dans çalışmaları; dansı müzik ve aşkal ilgilenmek yerine, doğru ve yanlışla uğraşan Aristo, İsa ve Descartes'a inanmaları ile gücünü yitiren bir tanrıdır. Aynı zamanda Bay Mantıksız, Bay İçgüdü, Bay Hayvani Sır, Bay Çingene, Mastürbasyon, Bay İnatçı Güç, Bay Küstahlık, Bay Doğa Eni İyisini Bilir...dir.
Pan'ın en yakın arkadaşları ise "insanın kalbiyle yaşamasını" savunan kendi kendinin kralı Alobar ve Kama-Sutra'yı bütün incelikleriyle bilen koku bilgesi Kudra'dır.
Bugün Pan'ın, Alobar'ın ve Kudra'nın izleyicileri günahlarından pişman olmayan günahkârlar, inançsızlar, şehvetli kadınlar, müzisyenler, âşıklar, asiler, şairler ve delilerdir.
Bu kitapta hayatlarını bir "deney" olarak yaşayanlar anlatılmaz. Onların okumalarına da gerek yoktur!..
Kişisel not : bu kitabı herkese kesinlikle tavsiye ediyorum , kapağını açtıktan sonra bi çırpıda bitecektir zaten.
_________________
silence...
Başa dön
skuggor
"ut ur graven"
Kayıt: Sep 04, 2004
Mesajlar: 4758
Nerden: dunia.
Tarih: Pzr Eyl 03, 2006 6:48 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#3
Ağaçkakan
orjinal adı : Still Life with Woodpecker
yayın evi : Ayrıntı
sayfa sayısı : 240 sayfa
Bir Camel paketine bakarak neler söyleyebilirsiniz? Âşık değilseniz, o da nesne kadar anlamsızdır. Ama, "azılı" bir bombacı aklınızı başınızdan almışsa ve aylarca Camel paketi dışında hiçbir şey "okumamuşsanız", siz de Prenses Leigh-Cheri gibi kâinatın sırlarını çözebilirsiniz belki.
Ağaçkakan, sıradışı kahramanların yaşadığı tutkulu bir aşk hikâyesi...
Tahttan sürülmüş bir kraliyet ailesinin Prenses kızı ile göğüsüne bantlanmış dinamit lokumlarıyla dolaşan meşhur bombacı Bernard, nam-ı diğer Ağaçkakan, Hawaii'de karşılaşırlar. Ağaçkakan bir kanun kaçağıdır ama sıradan bir suçlu değildir, şerefli bir davası ve saygı değer bir felsefesi vardır. Prenses ise seksin "arsız" çağrısına doğru dört nala koşturan soylu vücudunu ıslah etmeye karar vermiştir. Yüksek toplumsal ve çevresel duyarlılığı Ağaçkakan'ın romantik bireyciliğine toslayınca, Prenses bambaşka bir davanın peşinden koşmaya başlayacaktır: Aşk...
Aşk bazen gelir, ama sonra geldiği gibi gider. Robbins'in hınzır, dalgacı, hiperaktif dünyasında renkli ve hareketli bir aşk turu atarken, ezeli bir soruya cevap bulma arayışında Prenses ile Ağaçkakan'a eşlik ediyoruz: Aşkı kalıcı kılmanın yolu nedir? Bu arayış sırasında, piramitler, kızıl saçlılar, uzaylılar, Ay'ın ve Güneş'in misyonu ve tabii Camel paketi arasındaki esrarlı ilişkileri keşfetmek de onlara kısmet olacaktır.
Kişisel not : Tom Robbins in bi üstteki kitabı gibi bu da oldukça şahane bir kitaptır. okumanız yine şiddetle tavsiyemdir.
_________________
silence...
Başa dön
forever_black
Veled-i METAL
Kayıt: Feb 05, 2006
Mesajlar: 156
Tarih: Pts Eyl 04, 2006 12:42 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#4
şizofren aşka mektup:cezmi ersöz
Edit: ImpLosioN / Çokmu zor google'da yazip kopyala yapıştır yapmak anlamıyorumki.
Kitap Evi : Gendaş Yayınları
Bir şizofrendim artık... Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordum. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın beni durmadan diplere çekiyordu...
_________________
seni kandırmak isterken kendi yalanımda kayboldum
Başa dön
GlooM
Güven Ceylan Photography
Kayıt: Apr 10, 2005
Mesajlar: 6091
Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Eyl 04, 2006 9:04 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#5
Kurucularından biri olduğum, Karya Araştırma Enstitüsü'nün, en son kazı çalışmalarına katılmam için bana sağladığı olanaklar müthişti ve tüm bunları bir kenara itip, merkez ofiste programı yürütmek, doğrusu çok akılsızca bir iş olurdu.
Zaten uzun zamandır arkeo-şantiyelerde çalışmalar yapan benim gibi biri için, masa başları, gerçekten sıkıcı oluyordu. Açık arazilerde, toprağa daldırılan bir mini kazıcı kepçesinin ucuna, hangi devirden, ne tür bilinmez bir tarihi objenin takılıp kalacağının heyecanıyla çalışma yapmayı, hiçbir şeyle değişemezdim. Bu benim için bambaşka bir tatmindi
detayli bilgi
_________________
[url=http://www.guvenceylan.net]
[url=http://www.kapakmagazin.com]
Başa dön
liquid
Zehir Hafiye
Kayıt: Jun 07, 2005
Mesajlar: 352
Tarih: Sal Eyl 05, 2006 8:25 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#6
Pi'nin Yaşamı
life of pi
Yazar : Yann Martel
Yayınevi : İnkılap Kitabevi
Piscine Molitor Patel, herkesin bildiği adıyla Pi, Hindistan?ın Pondicherry kentinde yaşayan küçük bir çocuk. Babasının burada bir hayvanat bahçesi var. Pi on altı yaşına geldiğinde, ailesi, hayvanların bir bölümünü de yanlarına alarak Kanada?ya göç etmeye karar verir ama asıl trajedi, onları taşıyan yük gemisinin korkunç bir fırtınada batmasıyla başlar. Pasifik Okyanusunun masmavi sularının üzerinde tek bir filika yüzmektedir. İçinde de yalnızca beş kazazede: Pi, bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, dişi bir orangutan ve üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı. Oyuncuların arasında uçan balıklar, Mako cinsi köpekbalıkları ve su kaplumbağaları da var. Pi, zekâsı, cesareti ve korkusu sayesinde hayvanların hiyerarşik yiyecek zincirinde yer almamayı başarır. Ve sonuçta Richard Parker adındaki kaplanla baş başa kalırlar. Şimdi Pi?nin tek yapması gereken, bu yüce hayvana büyük bir anlayışla yaklaşmaktır. Böylesi tehlikeli bir kaplanla, okyanusun ortasındaki küçücük bir filikada kıstırılmış bir çocuğun konu alındığı bir öykünün sizi hayal alemine sürükleyeceğini, daha kitaba başlamadan bilirsiniz. Yann Martel?in ?Pi?nin Yaşamı? dönüşümsel bir roman, okuyucularını şaşkınlığa uğratacak ve aynı zamanda gönüllerini fethedecek, akıllara durgunluk verecek nitelikte bir hayal ürünü. Öykülemenin zaferi ve gerçek anlamda Tanrı?ya inanmanızı sağlayacak bir kitap. Bir okuyucu daha başka ne isteyebilir ki? Bu roman felsefi bir esin kaynağı gibi, içinde güneş enerjisiyle çalışan bir damıtıcının kullanımı bile anlatılıyor. ?Pi?nin Yaşamı, okuyucusunu püfür püfür Pondicherry?den Okyanus?un kızgın sıcağına uzanan bir gezintiye çıkarıyor. Kitapta gerçekdışı ve alegorik anlatımının yanı sıra, kimi zaman duygusal öğelerden tamamen arındırılmış betimlemelere rastlıyoruz.
baya guzel bi kitap şiddetle tavsiye ederim..
Başa dön
AccurseD
Kayıt: Dec 26, 2004
Mesajlar: 1270
Tarih: Sal Eyl 05, 2006 3:27 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#7
Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999. (4.basım) (Profesörlük takdim tezi).
Elimdeki kaynakları, dünyaya armağan ettiğimiz ve henüz ikinci bir benzeri üretilmemiş olan Türk Devrimi'ni anlamak ve anlatmak için birbiriyle iç içe geçmiş bir biçimde kullandım. Çözümlemelerim sırasında, resmi ideolojiye bağlanmak gibi bir kaygım olmadığı gibi, bu ideolojiyi yadsımak için özel bir çaba harcamadım. Tarihin gerçekleri neyse, onları kavramaya ve çağdaş toplumsal bilimlerin ışığı altında yeni çözümlemeler yapmaya çalıştım.
Atatürk ile simgelenen Türk Devrimi, hem karşı-emperyalist bir eylemin, hem de Batılılık ideolojisinin bir bireşimi olduğu için, dünyada ikinci bir benzeri yoktur. Bu 'biriciklik' bilimsel çözümlemelerde de zorluk yarattı. Tarihsel gerçeklere elimden geldiğince uygun bir aktarmayı, çağdaş bilimin bize verdiği yeni çözümleme modellerini gücüm yettiğince kullanarak yapmaya çalıştım.
(Arka Kapak)
_________________
MAVİ LİMAN
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...
Nâzım HİKMET
Başa dön
Phoebe
Sebil-i Sübyan
Kayıt: Nov 22, 2005
Mesajlar: 86
Nerden: istanbul
Tarih: Sal Eyl 05, 2006 11:22 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#8
Şu sıralar okuduğum 3 kitap var, bunlardan ikisini kesinlikle tavsiye ederim.
Edit: ImpLosioN / Google'da kitaplar hakkında bilgi toplamadan lütfen mesaj atamayalım.
1) Cüneyt Arcayürek, Darbeler ve Gizli Servisler (Tavsiye)
Kitap Evi : Bilgi Yayın Evi
Cüneyt Arcayürek, "gizli servislerin darbelerle iç içeliğini" anlatmak amacıyla yazdı: "Darbeler ve Gizli Servisler". Arcayürek, "olayların içinde yaşayan, artık bir çeşit görgü tanığına dönüşen elliye yakın yetkiliyle görüşmeler" yaptı. 1950-1988 arasında gizli servislerin MİT'in, CIA'nın "içimizdeki" rolünü anlatmaya çalıştı. Arcayürek, "öğrenemediğimiz... bizden sakladıkları, kimbilir daha hangi bilinmeyen olaylar, karanlık kuytu bir köşede gizleniyor" derken, 1988'deki MİT öyküsünün karanlık, karmaşık yanlarına da ışık tutuyor. (Arka Kapak)
2) Hasan Taşkın, Şu Derin Devlet (.......)
Kitap Evi : Truva Yayınları
Bu zamana kadar çok şey söylendi çok şey yazıldı!.. Ama bu kitaptakileri ne kimse konuşabildi ne de yazabildi!
Tüm Türkiye her şeyi tekrar masaya yatıracak!!! Tartışmalar tartışmaları doğuracak...
Tarih 1 Kasım 1996'yı gösteriyordu... Balıkesir'in Susurluk ilçesinde meydana gelen bir kaza, o günü Türkiye siyasi tarihine not düşecekti... Bir kamyonun, zırhlı Mercedese çarpması sonucu meydana gelen kaza sonrası otomobilde bulunan kişilerin birlikteliğine o gün kimse anlam verememişti... Ölümlü bu kazanın ardından bu birlikteliğin boyutlarını da basın manşetlerde tartıştı... Davalar açıldı yargılamalar başladı. Ortaya "Derin Devlet" olgusu çıktı... O günden bu yana devlet erkânının önemli isimleri ve tarihsel kişilikler Türkiye'de "Derin Devlet" olgusu üzerine çeşitli yorumlar yaptı. Hepsinin üzerinde birleştiği konu devletin içerisinden birilerinin, devletin yasal teşkilatlarının zaAfiyet gösterdiği durumlarda olaylara müdahale ettiği, bazen darbe yaptığı, bazen temizlik faaliyetlerinde bulunduğu ve bazen de devleti yeniden yapılandırdığıydı.
Ne var ki bu yapının kimlerden ve ne tür kurumlardan oluştuğu ise bir türlü anlaşılamadı... Son dönemde Şemdinli'de patlayan bombalarla "Derin Devlet" tartışması başka bir boyut kazandı... Susurluğun devamı dendi... Askeri personel suçlandı, hatta tutuklandı... Tüm bu olayların ardında, toz-duman arasında kalan gerçekler nelerdi?
Peki, nedir bu Derin Devlet?
Sadece bize mahsus Türk işi bir yapıdan mı söz ediyoruz?
Dünyanın her yerinde farklı sürümü olan bir organizmadan mı bahsediyoruz?
Zaman ve mekana bağımlı bir olgu mu?
Neden ve niye ihtiyaç var?
Ya da gerçekten böyle bir şey var mı?
Tarih boyunca hükümdarlar, devlet adamları ve komutanların farklı şekilde zehirlenmelerinin ardında ne var?
Tüm bu soruların yanıtlarını "Şu Derin Devlet" kitabında bulacaksınız. Araştırmacı gazeteciliğin genç kuşak temsilcisi Hasan Taşkın, kalemini bu kez dokunulamayan bir sırrı aydınlatmak için kullandı.
(Tanıtım Yazısı'ndan)
3) Can Dündar, Nazım (Tavsiye)
Kitap Evi: Imge Yayın Evi
Moskova'da ilk taksiye bindiğinde taksici "Nereye patron?" diye sordu. Kızdı Nâzım:
"Burası emekçilerin ülkesi değil mi? Patron da nereden çıktı?" Yazarlar Birliği toplantısında patladı:
"Buraya gelince korkunç hayal kırıklığına uğradım. Sizin sosyalist gerçekçilik dediğiniz sanatın sosyalizmle de, gerçekçilikle de ilgisi yok."
Tepkisini İvan İvanoviç oyununda da yansıttı. Oyunun başkahramanı Nâzım'a şöyle sesleniyordu:
"Siz Moskova'da misafirsiniz. Niye konukseverliğimizi kötüye kullanıyor, bizimle uğraşıyorsunuz?" Nâzım yanıtlıyordu:
"Hakiki dost insana evine giren yılanı gösterir. Ben de onu gösteriyorum. Bu yılan, bürokrasidir."
Artık Türkiye'de olduğu gibi Sovyetler'de de oyunları yasaklanan bir rejim muhalifiydi. Son nefesine kadar komünist kaldı. Ama Stalinizme ve onun bürokrasisine de direnen bir komünist...
Nâzım Hikmet'in 100. doğum yıldönümü için hazırlanan belgeselin kitabı Nâzım... Bu kitapta Şair’in az bilinen sürgün yıllarının öyküsünü bulacaksınız; siyasal mücadelesini, gurbet şiirlerini, sevda ilişkilerini...
Bir muhalif, bir şair, bir âşık olarak Nâzım'ı yeniden tanıyacak, şaşıracaksınız.
(Tanıtım Yazısı'ndan)
Gerçi 3. kitabı bugün bitirdim, Can Dündar çok güzel toparlamış hayatını, müthiş akıcı, bi kaç saatte bitirirsiniz, kitap ince ve içinde resimler de olunca çabuk bitiyor. Tadı damakta kalıyor.
Başa dön
skuggor
"ut ur graven"
Kayıt: Sep 04, 2004
Mesajlar: 4758
Nerden: dunia.
Tarih: Çrş Eyl 06, 2006 10:44 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#9
Rasero - Aklın Düşü
Yazar : Francisco Rebolledo
Yayın Evi : Inkîlap
Sayfa sayısı : 590
İspanyolca'dan çeviren : Nesrin Akyüz.
Romanımızın ilginç kahramanı Fausto Rasero; Voltaire, Diderot ve Robespierre ile ahbaplık etmiş, hüzünlü, kaygılı, asık suratlı bilge bir İspanyoldur. 'Sizi Neden Hor Görüyorum' adını verdiği ahlaki bir inceleme yazısı yazmış ve vakitsiz bir şekilde 'ebedi geri dönüş' teorisine ulaşmıştı!.. Meksikalı yazar Francisco Rebolledo'nun ödüllü romanı, yalnızca kahramanının adının Fausto (gösterişli) oluşundan dolayı değil, bilgeliğin onurundan ve insanoğlunun mutluluğunu tehlikeye atmak uğruna, 'olanaksız fetihlerden' söz ettiği için de 'gösterişli'dir. Rasero, Aklın Düşü büyük zenginlikler sunuyor bizlere: XVIII. yüzyıl aydınlanmasına ve onu sona erdiren devrime ait unutulmaz bir fresk, büyük olmadan öncü kadın ve erkek olan büyük erkekler ve kadınların bulunduğu bir galeri, öğrenme tutkusu ve bekleme çılgınlığı, cinayet işler gibi yerine getirilen, ancak buna rağmen çekilen azaba -cehennem azabı olsa bile- değen hayırseverlik projeleri ve özellikle bitmez tükenmez erotizm, içinde bulunduğu zamanla asla tatmin olmadığı için gelecekte yaşayan aşkın hayalperest esrimeleri. Kim bilir neler kazanıldı, neler kaybedildi! Nietzsche'nin dediği gibi, herhalde Rasero da buna karşı çıkmazdı: 'Sadece aşk yargılayabilir.
--
Kişisel Not : Felsefeye biraz merkınız varsa alın okuyun. hoşunuza gidecektir.
_________________
silence...
Başa dön
elend
Veled-i METAL
Kayıt: Sep 09, 2006
Mesajlar: 167
Tarih: Pzr Eyl 10, 2006 11:18 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#10
devrimci islam: çakal carlos. (komünism-islam sentezi yapmış. ilk değil, son da olmaz snrm)
Edit : hala konunun formatını anlıyamamış insan kitlesi olduguna inanamıyorum. / ImpLosioN
Devrimci İslam
Kitapevi : Elips Kitap
Dünya, 70'lerde adını ilk kez duyduktan sonra bir daha hiç unutmadı... Yıllarca sadece siyah beyaz vesikalık bir fotoğrafıyla bilindi,.. Tüm dünyada aranmasına rağmen bir türlü yakalanamamasıyla, kıstırıldığı anlarda kaçmayı hep başarmasıyla, devlet başkanları ve gizli servislerle kurduğu "yakın ilişkilerle" ama en çok da arkasında bıraktığı yüzlerce ölüyle suç tarihinin en karanlık isimlerinden birisi oldu... llich Ramirez Sanchez, namı diğer "Çakal Carlos" hakkında yaygın olarak bilinmeyen bir gerçek 1975ten beri Müslüman olduğu. On dört yaşından beri hayatını "Marksist devrime" adadığını söyleyen, mesleğini "profesyonel devrimcilik" olarak açıklayan, Amerika'yı "baş düşman" ilan eden Carlos özellikle 11 Eylül saldırısından beri fanatik bir Usame bin Ladin hayranı; onu zamanımızın en karizmatik lideri olarak görecek kadar!
Eski karısı Magdalena Kopp'un deyimiyle "gözünü bile kırpmadan insan öldüren bir megolomanyak psikopafın ağzından, "Çakal Carlos"tan -ya da yeni kullanmaya başladığı ismiyle Salim Muhammed Nuri'den-yani uzmanından(!); söz konusu "terör" olunca birbirine ters ideolojilerin bile nasıl birleşebileceğine dair bir kitap... Neyle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi kavrayabilmek için...
-Saddam Hüseyin hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Çok ciddi stratejik hatalar yaptı. Yine de son "Arap Şövalyesİ"dir. Emri altında, basit bir
asker olarak, ABD ve israil'e karşı savaşmaktan gurur duyardım.
FranceSoir
1991 baharında, İrak'ın uğradığı ağır bombardımanlar sonrasında, emperyalizm karşıtlarından oluşan bir toplantıya katıldım. Katılımcıların kökenleri ve ideolojileri çeşitliydi. Toplantıda şu karara varıldı: ABD bombalanacaktı.
Pakistan'dan, El-Zülfikar'ın Genel Sekreteri Murtaza Butto, New York'taki "Dünya Ticaret Merkezi"ne uçakla saldırma önerisini ifade etti.
Al-Hayat, 11 Eylül 2001
(Arka Kapak)
Başa dön
Minerva
Forum Hayvanı
Kayıt: Aug 17, 2006
Mesajlar: 1077
Nerden: ankara
Tarih: Çrş Eyl 20, 2006 1:59 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#11
sosyalizmin alfabesi---bitti....
ImpLosioN; Sen bana sabır ver..
Yayınevi : Mephisto
Leo Huberman ve Paul M. Sweezy tarafından kaleme alınan bu kitap, sosyalist düşünceye giriş niteliği taşır ve bu literatürdeki en önemli eserlerden biridir. Altı makaleden oluşan kitap, sosyalizmin kapitalist topluma ilişkin temel eleştirilerini çok açık ve akıcı bir dille sunar ve sosyalizmin temel ilkelerini ana hatlarıyla ele alır. Kitapta Huberman'ın ünlü makalesi "Sosyalizmin Alfabesi" ek olarak, hem Huberman'a hem de Sweezy'ye ait beş makale daha yer almaktadır
_________________
Lorelei,
A poet of tragedies, scribe i lauds to death,
Yet who the hell was i to dare?
Lorelei,
Canst thou not see thou to me needful art?
Canst thou not see the loss of loe painful is?
Başa dön
voice
Veled-i METAL
Kayıt: Jun 22, 2005
Mesajlar: 175
Nerden: izmir
Tarih: Çrş Eyl 20, 2006 2:12 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#12
seri katiller - fikret topalli'nin
ImpLosioN; Katil oldum.
Yayınevi : Ithaki
"Fikret Topallı'nın çoğu ABD'de işlenmiş seri cinayetlerden yola çıkarak hazırladığı bu kitap bir cinayet romanı değil. Olaylar gerçekten yaşandı; katiller, kurbanlar, tanıklar ve dedektifler, hepsi de gerçek kişiler... İçinde her türlü şiddeti barındıran bu gerçek hayat hikayeleri, hem polisiye türe özgü merak ve heyecan duygusunu hem de korku ve gerilim romanlarına has bir ürpertiyi yaşatıyor okuyucuya. Ama kitabın yarattığı ürperti vaka anlatımlarından, cinayet ve ceset tasvirlerinden kaynaklanmıyor.
Ürperiyoruz, çünkü şahit olduğumuz cinayetler modern toplum hayatının sıradan bir parçası. Dehşet o hayatın görünürdeki rasyonelliğinin hemen yanı başında, daha doğrusu tam içinde. Anlıyoruz ki burjuva toplumunun huzurlu yaşamının izleyeni yanıltan bir akışı var. Sistemin bütün ideolojik aygıtlarıyla dillendirdiği huzur ve güven ortamı söylemi de, aslında tehlikeleri ve çatlakları saklamak çabasından başka bir şey değil."
- A. Ömer Türkeş
"Elinizdeki çalışmanın fazlasıyla sinir bozucu bir kitap olduğunu baştan belirtmeliyim. Çoğunuz vahşetin, vicdansızlığın böylesinden, bu kadarından büyük rahatsızlık duyacak okurken. Her bölümün başından sonuna dek caninin bir an önce yakalanmasını, başka bir canı acıtmamasını dileyecek; katil yakalandıktan sonra da en ağır biçimde cezalandırılmasını isteyeceksiniz...
Bu kitapla insanın potansiyel gaddarlığının sınırsızlığını göreceksiniz ve moraliniz biraz bozulacak. Onlarca kadını öldüren sapıklara, cezaevinde yatarlarken çoğu kadın olmak üzere ne kadar çok sayıda hayran çıktığını ve ne kadar çok destek mektubu geldiğini okuduğunuzda kanınız donacak. İnsan denen türü en çirkin yönleriyle görüp irkilecek, ama aynı zamanda bilinçleneceksiniz. Basit suçlar işleyenlere artık fazla kızmayacaksınız belki, sıradan insanları ise sanırım daha çok seveceksiniz."
- Kaan Arslanoğlu
(Tanıtım Yazısından)
_________________
DarkGate Tattoo & Piercing studio
Kordon vergi dairesi yanı no:37 Alsancak
Başa dön
wood_elves
Zehir Hafiye
Kayıt: Jun 09, 2005
Mesajlar: 450
Nerden: Kuyutorman
Tarih: Prş Eyl 21, 2006 10:21 am
Mesaj konusu:
Mesaj:
#13
elmnister- ed greenwood bitti şimdi kurtlar imparatorluğuna başladım..
ImpLosioN: Aduket
Yayınevi : Doğan kitapçılık
"Gerçekten etkileyici bir yazar."
-The Guardian-
"Grange güçlü bir kalem. Onu seviyorum."
-Anita Brookner, The Spectator-
"Eleştirilere, mantığa, gerçeğe meydan okuyan bir kitap..."
-The Washington Post-
"Paris'te sokak sokak, cadde cadde yaşanan bir kedi-fare oyunu... İstanbul'a kadar süren ve Nemrut Dağı'nda sona eren bir kaçma-kovalamaca... Jean-Christophe Grange'ye yaraşır bir kitap."
-Le Monde-
Seri cinayetler, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denis'deki Küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçlara alet edilmesi.
Paris'i kana boyayan Türk mafyası. Kızıl Nehirler'in, Taş Meclisi'nin ve Leyleklerin Uçuşu'nun yazarı Grange'den yine çarpıcı, yine soluk soluğa bir roman.
(Arka Kapak)
_________________
Fatal Mind - Guitar
http://www.myspace.com/mysteriatr
Başa dön
Corpse
Gutter Ballet
Kayıt: Oct 01, 2005
Mesajlar: 6193
Tarih: Prş Eyl 28, 2006 12:45 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#14
EROİN GÜNCESİ-Kanat Güner
“Kanat tıp okuyordu, ama pedagojik çıkarımlarıyla kendi ailesini örneklem alarak eğitim sisteminin, ekonominin ve ahlak ya da etik diyebileceğimiz insani değerlerin yitiminde kendini yasadışı bir maddeyle sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir yandan, kitabıyla bir eroin kullanıcısının sıkıntılı, saldırgan ve umutsuzca içe kapanışını psikolog olarak anlatırken diğer yandan yaşaması kendini tüketti.
Kanat Güner bir eroinmandı. Ancak o sıradan bir kullanıcı değil eğitimli bir insandı. Okuduğu okulun -Tıp Fakültesi- en iyi öğretilen, yani bir insanın fiziksel varlığını sürdürmesi için yapmaması gereken şeylerin tümünü yaptı. Eroin de dahil olmak üzere yaşadışı tüm uyuşturucuları denedi ve arkasından iki kitap bırakarak Beyoğlu’nda bir pasajın tuvaletinde ölü olarak bulundu. "
_________________
Ömrümde tek bir zevkim var,boks.
Başa dön
WastingMyHate
Bloodline
Kayıt: Jun 03, 2006
Mesajlar: 2176
Nerden: Istanbul...
Tarih: Prş Eyl 28, 2006 6:28 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#15
Yayın Evi: Alfa Yayıncılık
Sayfa sayısı: 300
Suikast
Bülent Ruscuklu
(Arka kapak):
Ortadoğu tarih boyunca dünyanın kargaşalı, sorunlu bölgesi olmuştur. Siyasi yönden, dini, askeri açıdan her zaman mücadele yaşanmıştır. Yine sıcak ve kanlı bir ve kanlı bir dönemdengeçilen bugünlerde, tüm dünyanın gözlerî buraya çevrilmişken her ülke kendi çıkarına göre ayrı ayrı hesaplar yapıyor bu topraklar üzerinde. Kimi gizli kimi açık herkes bir strateji belirleyerek tüm planlarını bunun üzerine kurup yürütüyor.Dünya kamuoyunu meşgaleden pek çok teori var Ortadoğu'yla ilgili. ABD'nin İran'a müdahalesi gerçekleşecek mi? Bunun için ne gibi şartların sağlanması gerek? Bölgede hangi ülke kimin yanında yer alacak? Bu stratejik oyunda Türkiye taşlarını nasıl yerleştirmeli?Bu kaos ortamında kahramanımız MİT ajanı Mete Çeliker'in eline çok gizli önemli bir bilgi geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na suikast düzenleneceğini öğrenen Mete Çeliker, yılların deneyimini ve bilgi birikimini, gizli bağlantılarını ve zekâsını kullanarak Başbakan'ı kurtarabilecek mi? Bölgedeki hassas dengeleri de gözeterek bu suikastın arkasında kimin olduğunu ortaya çıkarabilecek mi?Suikast, gizli servislerin, komploların, ihtilallerin eksik olmadığı uluslar arası siyaset arenasında Ortadoğu'nun yakın geçmişini ve bugününü mercek altına alan, nefes kesen bir macera romanı
_________________
The Broadcast like their prayers went unanswered and ignored
god, like the rest of the world, just watched in silence
Başa dön
Corpse
Gutter Ballet
Kayıt: Oct 01, 2005
Mesajlar: 6193
Tarih: Cum Eyl 29, 2006 1:40 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#16
SEWİMLİ ÖRÜMCEK-AGATHA CHRİSTİE
Yayın Ewi:Altın Kitaplar
Hırslı ve zeki Janie Cox, yıllar sonra okul arkadaşı Florence Bravo'yla karşılaşmasından sonra kendisini hiç ummadığı olaylar içersinde bulur.
çok uzun bi açıklama oldu
_________________
Ömrümde tek bir zevkim var,boks.
Başa dön
Linwe_Tiwele
Dark Tranquillity
Kayıt: Jul 14, 2005
Mesajlar: 3343
Nerden: Rivendell..
Tarih: Pzr Ekm 01, 2006 5:49 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#17
Semerkant
Yazar : Amin Maalouf
Amin Maalouf , Doğu'ya , İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen iç içe iki öykü...
1072 yılında , Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven...
Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran!ın tarihinin de okunuşunun öyküsü/tarihi...
(Kitabın arka kapağındaki açıklama bu kadar =) )
_________________
hedon!
your children wild and filled with death...
:.::ђανєη
Başa dön
Corpse
Gutter Ballet
Kayıt: Oct 01, 2005
Mesajlar: 6193
Tarih: Pts Ekm 02, 2006 1:46 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#18
CİNAYET ALFABESİ-Agatha Christie
Yayın ewi:ALTIN kİTAPLAR
"Alfabe sırasına göre kurbanlarını öldüren seri katil, cesetlerin yanına ABC tren yolları tarifesini bırakmaktadır. Aynı zamanda cinayetleri işleyeceği mekanları Hercule Poirot’ya önceden haber vererek deneyimli dedektifle dalga geçmektedir. Fakat Poirot adı geçen yerlere ulaşmakta her zaman gecikir. Bu psikopatın düşüncelerinden ve cinayet metodundan fazlasıyla etkilenen Poirot, Hastings ve Japp’ın yardımıyla İngiltere’de enine boyuna seyahet ederek bu acımasız katilin izini bulmaya karar verir."
_________________
Ömrümde tek bir zevkim var,boks.
Başa dön
talena
Geçerken Uğrayan
Kayıt: Sep 18, 2006
Mesajlar: 2
Tarih: Pts Ekm 02, 2006 6:27 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#19
Anthony Giddens
Sağ ve Solun Ötesinde
Radikal Politikaların Geleceği
Özgün adı: Beyond Left and Right
The Future of Radical Politics
Çeviri: Sabir Yücesoy, Müge Sözen
Yayıma Hazırlayan: Renan Akman
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
İlk Basım: Eylül 2002
Bugün politik olarak radikal olmak ne anlama gelebilir? Politik açıdan radikal biri, normalde klasik siyasi yelpazenin solunda duran ve muhafazakârlığa karşı çıkan biridir. Oysa günümüzde Sol savunmacı bir kimliğe bürünmüş, Sağ ise gelenek veya göreneğin önlerine çıkardığı engeller ne olursa olsun piyasa güçlerinin serbestçe işlemesini savunarak radikalleşmiştir.
Bu tuhaf perspektif kayması nasıl açıklanabilir? Giddens bu soruyu yanıtlarken, "felsefi muhafazakârlık" olarak adlandırdığı dünya görüşüne dayanan, ama bu bakış açısını, normalde solla bağdaştırılagelmiş değerlerle bütünleştiren yeni bir radikal politika çerçevesi sunuyor. Ekolojik kriz incelemenin merkezinde yer alıyor, ama Giddens bu olguyu genel geçer yaklaşımın dışında, toplumsal ve ahlaki bir düzen olarak modernliğin sınırlarına gelmiş bir dünyaya verilen bir tepki olarak yorumluyor. Geleneğin, ve insan müdahalesinden bağımsız bir varlık olarak doğanın sona ermesi, küreselleşmeyle birlikte, bugün üzerine gidilmesi, değerlendirilmesi ve başedilmesi gereken temel meseleyi oluşturuyor.
Sağ ve Solun Ötesinde, fundamentalizmin yükselişi, demokrasi, süregiden cinsiyet ayrımları ve normatif bir politik şiddet kuramı konularına güçlü bir yorum getiriyor. Karşı karşıya olduğumuz politik sorunlara yeni bir yaklaşım arayışı içinde olanlar için temel bir okuma...
Başa dön
6mylw
Forum Hayvanı
Kayıt: Jun 26, 2006
Mesajlar: 612
Tarih: Prş Ekm 05, 2006 2:41 pm
Mesaj konusu:
Mesaj:
#20
"İyiler Siyah Giyer" ktiabını okuyorum ..2000li yıllarda rock ı anlatıyor .. hadi bakalım.
bi ara "Cennetimden Bakarken" i okuyordum ..güzeldi..kaybedene kadar!
he Agatha'lar da "okunacaklar" listesinde
_________________
Başa dön
Mesajları göster:
Hepsi
1 Günlük
7 Günlük
2 Haftalık
1 Aylık
3 Aylık
6 Aylık
1 Yıllık
eskiden-yeniye
yeniden-eskiye
metaltr.net Forum Ana Sayfası
->
Edebiyat
Tüm saatler GMT +1 Saat
Sayfa
1
,
2
,
3
...
32
,
33
,
34
Sonraki
1
. sayfa (Toplam
34
sayfa)
Forum Seçin:
Bir Forum Seçin
Müzik/Genel
----------------
Metal Genel
Rock Genel
Yerli Gruplar
Yabancı Gruplar
-- Şarkı Sözleri
Türk Rock
Dış Sesler
Konser & Etkinlikler
Albüm Haberleri
Dergi Paylaşım Platformu
Müzik Market
----------------
Eleman Arıyorum!
Müzik Aletleri
Gitar / Tab
Stüdyo Prova Kayıt
Alım / Satım
Serbest ALAN
----------------
Güncel Haberler
Geyik
SERBEST KURSU
Felsefe - Sosyoloji - Psikoloji
Edebiyat
Karalamalar
Film Dizi Sinema Kültür Sanat
Internet / Bilgisayar / Teknoloji / Oyun / ..
-- Radyolar
Logmania
Komik / İlginç Resim / Video
Mekan
----------------
Mekanlar / Pasajlar
-- Cafe/Barlar
-- Tattoo ( Dövme ) & Piercing
Üniversiteler
MetalTR.NET
----------------
MetalTR.Net Hakkinda
Bu forumda yeni konular
açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap
veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı
değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı
silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy
kullanamazsınız
Powered by
phpBB
© 2001, 2002 phpBB Group
Türkçe Çeviri : Onur Turgay & Erdem Çorapçıoğlu
phpBB template by
Spectre
:: Ported for PHP-Nuke by
nukemods.com