Darwinizm, Charles Darwin’in evrim ve doğal seçilime ilişkin fikirlerindeki temel kuramın karşılığı olarak kullanılan bir deyimdir. Ancak bu deyimin çok daha geniş bir kapsamı olup, anlamı da kullanana göre değiştiği gibi, zamanla da değişmiştir.
Deyim şu sıralarda daha çok Darwin eleştirmenlerince, evrimsel biyolojiyi destekleyenlerin inancını tanımlamak üzere kullanılmaktadır. Nitekim internette yapılacak bir arama deyimin gerek ülkemizde gerek dışarıda daha çok bu yönde kullanıldığını kanıtlayacaktır. Bu kullanış tarzı ateizm ile bir çağrışımı içeriyor. “Yaratılışçı”lar da deyimi ekseriya küçümseyici bir tarzda kullanırlar. Evrimi bir doktrin veya inanç olarak görmek, “yaratılış”ın okullarda öğretilmesi için dinsel güdülü politik tartışmaları kuvvetlendiriyor. Nitekim, dünyada benzeri görülmemiş şekilde, ülkemizde yaratılışçılık eğitim müfredatına alınabilmiştir.
Bununla beraber Darwinizm, bilimsel çevrelerde modern evrim kuramlarını, ilk kez Darwin’in ortaya attığı halinden ayırmak için de kullanılmaktadır. Örneğin sonradan geliştirilmiş genetik sürüklenme ve gen akışı kuramlarına kıyasla Darwin'in önerdiği doğal seçilim düzeneğine atıfta bulunmak için Darwinizm kullanılabilir. Ayrıca "Klasik Darwinizm", "Darwin'in Darwinciliği" gibi deyimler de halen yazında geçerli olan deyimlerdir.
Başka bir kullanış tarzı da evrim düşüncesi tarihinde Lamarck’çılık ve modern sentez gibi diğerlerine kıyasla Darwin'in rolüne işaret etmek için olmuştur
Esasen evrim kavramı tam olarak Charles Robert Darwin tarafından 19. yüzyılın ikinci yarısında geliştirilmiştir. Darwin'in Edinburg ve Cambridge’deki yol göstericileri onun felsefi eğilimlerini ve bilimsel kariyerini kesin bir şekilde yönlendirmişlerdi. Daha sonra Beagle araştırma gemisinde kılı kırk yaran gözlemler, kanıt toplama, deneyler, not alma, okuma ve düşünme ile geçen beş yıl, onu yaşamının geri kalan kısmının yönünü tam olarak kesinlemiştir. Darwin, Malthus’un nüfus için yaptığı gibi, organizmalar geometrik artan bir oranda üremeye yönlenmişken, türlerin aşağı yukarı sabit sayıda kaldığını gözlemlemişti. Bundan da varoluş, yaşamı sürdürmek üzere sürekli bir mücadele olduğu sonucuna varmıştı. Çeşitliliğin – aynı tür içindeki üyeler arasındaki farkların – varlığına işaret etmiş ve var olma çabasındaki bitki veya hayvana yardım edici değişikliklerin onların üreme ve yaşamı sürdürebilmesini daha iyi sağladığını belirtmişti. Bu uygun değişiklikler yaşamını sürdürebilenlerin çocuklarına aktarılır ve ardışık nesillerle bütün türe yayılır. Bu süreci de doğal seçilim ilkesi olarak adlandırmıştı.
Aslında akademik çevrelerde ve gündelik yazında “Darwin’in evrim kuramı” ekseriya tekilmiş gibi atıfta bulunuluyor. Gerçekte Darwin'in evrim “kuramı”, bir demet kuramdan meydana gelmiştir ve eğer çeşitli parçalarının farkına varılmazsa Darwin'in evrimsel düşüncesini yapıcı bir şekilde anlamak olanaksızdır. Ernst Mayr, genel olarak Darwin'in kuramına atıfta bulunduklarında başka yazarların da bir şekilde aklında mutlaka aşağıdaki 5 kuramın olduğunu söylüyor (bununla beraber cinsel seçilim, pangenesis, kullanış ve kullanılmazlığın etkisi, karakter uzaklaşması gibi başkaları da var) :
1 – Evrim (kendi başına): Bu, dünyanın sabit olmadığını veya yeni yaratılmadığını veya da sabit bir döngüde olmadığını; ama durmadan değiştiğini ve organizmaların zamanla dönüşüm geçirdiği kuramıdır.
2 – Ortak Şecere : Bu, her organizma grubunun ortak bir atadan indiğini; hayvan, bitki ve mikroorganizmalar da dahil olmak üzere bütün organizmaların sonunda, dünyada yaşamın tek bir kökenine kadar geri gittiği kuramıdır.
3 – Türlerin Çoğalması: Bu kuram çok geniş organik çeşitliliği açıklar. Türlerin, kardeş türlere bölünmeyle veya yeni türlere evrilebilen coğrafi olarak tecrit edilmiş kurucu kütlelerin oluşmasıyla çoğaldığını önerir.
4 - Aşamacılık: Bu kurama göre evrimsel değişiklikler yeni bir tipi temsil eden yeni bireylerin aniden üretilmesi ile değil grupların aşamalı değişmesi ile meydana gelir.
5 - Doğal Seçilim: Bu kurama göre evrimsel değişiklik her soyda genetik değişikliğin bol miktarda üretimi sonucu ortaya çıkar. Yaşamını sürdüren göreceli az miktarda bireyler, kalıtımla akatarılabilen karakterlerin özellikle iyi uyarlanmış birleşimi sayesinde, sonraki nesillere yol açarlar.
Darvinizm'i doğru veya yanlış olan basit bir kuram değil, sürekli değiştirilen ve geliştirilen bir araştırma programı olarak ele almak gerekir. Bu, modern evrimsel sentezden önce de böyleydi, şimdide böyledir. Aşağıda Darvinizm'deki değişikliklerin bazı önemli evreleri verilmiştir:
1883 - 1886 - Weismann'ın Yeni Darvinciliği - Yumuşak kalıtımın sonu; çiftli ve genetik yeniden birleşimin tanınması
1900 - Mendelizm - Genetik sabitliğin kabulü ile karışım kalıtımının reddi
1918 - 1933 - Fişerizm (Fisherism) - Evrimin gen frekanslarının ve seçilim baskılarının zorlaması meselesi olarak düşünülmesi
1936 - 1947 - Evrimsel Sentez - Kütle düşüncesinin vurgulanması, çeşitliliğin evrimine ilgi, coğrafi türleşme, değişken evrimsel oranlar
1947 - 1972 - Sentez sonrası - Bireyin artan bir şekilde seçilimin hedefi olarak görülmesi, daha bütünsel yaklaşım, şans ve kısıtların artan tanınması
1945 - 1972 - Sıçramalı Dengeler - Türleşmeci evrimin önemi
1969 - 1980 - Cinsel seçilimin önemi - Seçilim için üretken ardılın önemi
Darvinci bir süreç, modern tanımlamasıyla, aşağıdaki şemadan oluşur:
A - Öz-kopyalama/Kalıtım: Bazı varlıklar kendilerinin kopyalarını üretmeye muktedir olmalılar, ve bu kopyalar da tekrar üremeye muktedir olmalıdırlar. Yeni kopyalar eskilerin karakterlerinin varisi olmalıdırlar. Bazan farklı değişmeler cinsel üremede yeniden bir araya gelebilir.
B - Değişim: Varlık topluluğunda farklı karakterler dizisi olmalıdır ve yeni değişikliklerin topluluğa sokulması için bir düzenek olmalıdır.
C - Çeşitlilik: Kalıt özellikler; ya idame ile (doğal seçilim), ya da partner bularak yavru üretme (cinsel seçilim) yetisi ile; varlıkların kendilerini üretme yeteneğini bir şekilde etkilemelidirler.
Eğer varlık veya organizma üremek üzere idame ederse, süreç yeniden başlar. Bazan, daha katı belirlemelerde, çeşitleme ve seçilimin farklı varlıklarda etki yapması gerekir. Darvinizmin belirlediği, hangi vasıtayla olursa olsun, bu şartların bulunduğu herhangi sistemde evrimin meydana gelmesinin olasılığıdır. Yani zamanla varlıklar, kendilerinin tekrar meydana gelmesini destekleme eğiliminde olan karmaşık özellikler biriktirirler. Bu, Evrensel Darvinizm (ilk defa Richard Dawkins tarafından "Gen Bencildir" (1976) kitabında kullanıldığı gibi) olarak adlandırıl
Darwinizmi buraya açmamın nedeni mantıklı bulduğum için değil mantıksızlığın verdiği mantıkla açma ihtiyacı duydum.Darwinizm tüm dünyada kabul görmüş bir düşüncedir.Ben insanoğlunun ilk insanlar adem ve havvadan geldiğine inanırım.aynı zamanda charles darwinin öne sürdüğü teoride ademle havva maymunmuydu sorusunu akla getirebilir.Darwinizmin bizim için bir - yönüde türklerin aşağı ırklardan veya maymundan geldiği öne sürülmesidir.Nedense tüm dünya için aynı boyutta kabul gören teori türkler için ezici bir boyutta.Sizind egörüşlerini alalım. _________________ La Historia Me Absolvera-F.Castro
Darwin'in böyle bir savı olduğu, muhtemelen ülkedeki gerici-yobaz-milliyetçilerin uydurması.
Darwin, bilimsel bir gerçeklik koymuştur ortaya. Teori kalması, küçük bazı eksikliklerin daha keşfedilelemiş olmasından öte gelir, ki açıkladığı gerçekliklerin yanında bunlar oldukça küçük kalırlar.
Evrimi reddedenlerin bilimsel bir açıklaması yoktur. Hep karşısında yaratılış efsanesine "inanç" vardır. Sunamazlar çünkü, Harun Yahya şebeğinin bugün yaptığı saldırıları, yazdığı kitapları, makaleleri inceleyin, bir tane bilimsel şey yoktur.
Darwinizmi buraya açmamın nedeni mantıklı bulduğum için değil mantıksızlığın verdiği mantıkla açma ihtiyacı duydum.Darwinizm tüm dünyada kabul görmüş bir düşüncedir.Ben insanoğlunun ilk insanlar adem ve havvadan geldiğine inanırım.aynı zamanda charles darwinin öne sürdüğü teoride ademle havva maymunmuydu sorusunu akla getirebilir.Darwinizmin bizim için bir - yönüde türklerin aşağı ırklardan veya maymundan geldiği öne sürülmesidir.Nedense tüm dünya için aynı boyutta kabul gören teori türkler için ezici bir boyutta.Sizind egörüşlerini alalım.
türklerin maymundan geldiği?
biraz yalan haber olmuş gibi sanki...darwinin ortaya bu tezi atarken herkes şu maymundan gelmiştir sadece türkler şu türden gelmiş onlar küçümsenmesi gerekir diye birşey diyeceğini sanmıyorum...adam bilimsel birşey ortaya koyuyo sonuçta x ülkeye yada x ırka olan gıcıklığını dile getirmek için bu tezi ortaya koyacak hali yok herhalde....
başkaları türklere yada türkiyeye b.k atmak için söylediği bir olaydır..darwinin kendisinin böyle birşey diyeceğini sanmıyorum... _________________ Being and Death - Guttural Vocals (No Effects)
Being and Death - Extreme Death Metal
İyi yapmışsın başlığı açmakla da nerden alıntı olduğunu da belirtirsen daha iyi olur.
Doğru demişsin; Darwin'nin görüşleri, tüm dünyada kabul görmüş ve gün geçtikçe daha da geliştirilen doğa yasalarından ibarettir. Geçmişi M.Ö 6. yüzyıla kadar dayanır. Dünya bilim tarihinde ve insanlığın düşünsel gelişim sürecinde ortaya atılan en büyük görüşlerden biridir (Tıpkı Galileo, Kopernic, Newton, Einstein'in görüşleri gibi).
Bunları kabullenip, bilimin bugünkü dünyayı şekillendirdiğini bilip de, Adem'le Havvadan geldiğine inanmak tüm bu kabullenmelerin bir kalemde reddi anlamına gelir. Eğer böyle bir efsaneye inanıyorsan başta tarih, sosyoloji, paleontoloji olmak üzere tüm bilim dallarını reddetmiş olursun. Bilimin herhangi bir dalıyla uğraşan birisi ya da takip eden birisi, bu türden saçmalıklara prim vermemelidir.
Eternal-Lies dostumuz çok doğru söylemiş; darwin'in Türk düşmanı olduğu, aşağı ırklardan birisi gibi gördüğü tamamen uydurma ve yalandan ibaret.. Bunun gibi yalan haberlere itibar etmeden önce doğru olup olmadığını bilimsel kaynaklardan araştırmak gerekir.. Samanyolu tv, Meltem Tv, Kanal7 vs'de yayınlanan saçma sapan , bilimle hiçbir alakası olmayan Harun Yahya uydurması hikayelere ve bunların "bedava"ya (kaynağının nerden geldiği belli olmayan) dağıttığı yayınlara itibar edilirse elbetteki yanlış anlamalar olur. Yapılan bu tür yayınların hiçbirinde en ufak bilimsel bir gerçeklik söz konusu değildir, hepsi uydurmalardan ibaret..
Yazıda söylediğin Richard Dawkins'in "Gen Bencildir" kitabı en çok satan bilimsel kaynaklardan birisi, bunun yanında "Tanrı Yanılgısı" kitabı da çok büyük yankılar uyandıran mükemmel bir başyapıt, kesinlikle tavsiye ederim. _________________ www.turandursun.com
II. Dünya Savaşı’nı kaybeden Nazi imparatorluğu, ardında milyonlarca masum insanın kanını bırakarak tarihe karıştı. Ama Nazi ideolojisine zemin hazırlayan toplumsal Darwinizm düşüncesi, yaşamaya devam etti. Hitler’den sonraki yıllarda ise Darwin’in bir başka sözü Naziler arasında çok büyük önem kazandı. Neo-Naziler Türklere yönelik girişimlerinde onun bu sözünden güç aldılar. Darwin, W. Graham’a yazdığı 3 Temmuz 1881 tarihli mektubunda, Türklere yönelik ırkçı yaklaşımını şöyle ifade ediyordu:
“Avrupalı Irklar olarak bilinen medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türk barbarlığına karşı galip gelmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, bu tür aşağı ırkların çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından yokedileceğini görüyorum. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, cilt 1. ss. 285-86 )
internette bu yazıyı her sitede görebilirsiniz.tırnak içine alınan paragraf francis darwinin kitabından.charles darwinin origin of species kitabında buna benzer cümleler yer almakta.öne sürülen bu yargıyı bilmemeniz beni şaşırttı. _________________ La Historia Me Absolvera-F.Castro
Zenci kölelerin durumunu meşrulaştırmak amacıyla ortaya atıldığı duymuştum.
Sarışın mavi gözlü atletik ırk (evrime göre)insanlığın son noktası. Maymundan sonra birden bire son noktaya ulaşılması mümkün değil tabii. o yüzden önce zenci, sonra esmer, sonra kumral vs.. en sonda işte batılı milletlerin vücut tipine ulaşılıyor anlıyacağınız.
Tabii bu durumda dünyadaki en mükemmel canlıların zencileri köle olarak kullanmasında da bir sakınca olmuyor.ne de olsa daha üstün varlıklar...
Konudaki kişisel görüşüm evrimin saçma olduğudur..İsteyen istediğini düşünür tabii
Zenci kölelerin durumunu meşrulaştırmak amacıyla ortaya atıldığı duymuştum.
Sarışın mavi gözlü atletik ırk (evrime göre)insanlığın son noktası. Maymundan sonra birden bire son noktaya ulaşılması mümkün değil tabii. o yüzden önce zenci, sonra esmer, sonra kumral vs.. en sonda işte batılı milletlerin vücut tipine ulaşılıyor anlıyacağınız.
Tabii bu durumda dünyadaki en mükemmel canlıların zencileri köle olarak kullanmasında da bir sakınca olmuyor.ne de olsa daha üstün varlıklar...
Konudaki kişisel görüşüm evrimin saçma olduğudur..İsteyen istediğini düşünür tabii
Türklerle bir ilgisi olduğunu duymamıştım ama..
Hem fikiriz.Irkı önemseyen bir düşüncedeki mantığı benim kafam almıyo.
evet aynı şekilde bende darwini çok saçma buluyorum açıkcası,bende Adem ve Havvadan geldiğimize inanıyorum...yani yanlış hatırlamıyosam darwin bu saçmalığını galapagos adalarında ortaya atmış...yani nasıl oluyoda koskaca sonsuzluğu bi ada parçasında Yaratılan bi kaç şeyi gözlemleyerek bu gözlemlediklerine dayandırıyo komik geliyo yani bana...keşke sonsuzluğu bi bütün olarak düşünseydin, acele etmeseydin darwin belki Yaratıcının ne kadar büyük olduğunu anlardın...evet dine inanırım ,Herşeyi Yaratanın sözlerine ,onun gösterdiğne v.s.,bi insanın ortaya attığına deil ,ne kadar bilimsel de olsa felsefide olda matematikselde olsa,biyolojikte olsa kısacası kainatı açıklamakta hepsinin yetersiz olduğunu düşünüyorum,tüm bilimin yani,. _________________ RocknRoll (kediler nankör deildir)
Darwin ne yapmış? Galapagos adasına bakmış haa kesin evrim var adalara baktım gördüm anında demiş değil mi?
Önce galapagos adalarının nerede olduğunu haritada bulunuz. Sonra üzerinden ekvator geçtiğini görünüz çünkü 580 mil batısından geçmektedir. Sonra araştırınız ve tropikal iklim neymiş öğreniniz. google earth den de bakınız koordinatları şöyledir;
-0.620506271308, -90.3366055095
Galapagos adalarında 5000 tür yaşar. Bunların neredeyse yarısından biraz azı sadece bu adada bulunur. Ayrıca diğer yerlerde bulunan türlerinde hemen hepsi bulunur. Tür çeşitliliğinin ayyuka çıktığı tropikal bir bölgesidir gezegenimizin. Bu yüzden Dünya mirası kapsamında olup doğal park statüsünde koruma altındadır.
Sonra bu adaların bir özelliği daha mevcuttur. Toplam 60 adadan oluşur ve 14 ü büyüktür. toplam alanı 50 000 km karedir. Volkaniktir ve sarptır.
Bu adalar denizin ortasında olduğu için uzun yıllar insan yerleşimi hiç olmamıştır, sadece bazı deniz korsanları zaman zaman sığınmıştır. Öyle ki hayvanların çoğu insanlardan korkmamıştır.
Dolayısıyla bunca tür türlü adalarda iklim değişiklikleri ve izolasyondan ötürü bazı değişikliklere uğramış ve farklı türlere dallanmışlardır. Charles Darwin de özellikle kuşlar üzerinde bu araştırmayı yapmış,birbirine bu kadar benzeyen kuşların aynı atadan gelmiş olabileceğini söylemiş, sonrasında söyledikleri test edilip onaylanmış ve adı Evrim teorisi olmuştur. Gerçekten de gen izolasyonu ve tür çeşitliliği rekabeti biyolojik evrimin en önemli iki nedenidir.
Darwinizm ise her şeyi istediği gibi yorumlayan dindarların bugün kullandıkları kelime olup kendileri en dogmatik ve saçma, hiç bir kanıta ihtiyaç duymayan farazi fantaziyi, kanıt olmadığı için sadece inanmak suretiyle varsayan Allahist ler olmaktadırlar asıl. Hatta onların bu ideolojisi tamamen siyasi olduğu ve bilim ile ilgisi olmadığı için izm takısı onlara çok daha uygun düşmektedir tersine. Evrim teorisinin ise inançla bir ilgisi yoktur, teoridir doğru olmasaydı sadece sav olurak kalırdı. Dindarlar için üzgünüz ama eğer inançları salt bu teorinin yokluğundan besleniyor ise zihniyetlerinde biraz reform yapmaları gerekmektedir, çünkü evrim teorisi bir varsayım değildir.
Ancak faşist ideoloji zamanında evrim kuramını da kafasına göre kullanmaya kalkışmış olsa da ırk kuramı Darwin teorisinin içeriğinde bulunmaz. Hatta tersine evrim teorisi tür çeşitliliğinin evrimi hızlandırdığını yerinde gözlemleyerek ortaya attığı için Darwin in ırkın korunması ve üstün nitelikli ırk şeklinde şeyler söylediğini söylemek için ya teoriden hiç haberdar olunmaması ya da geri zekalı olmak gerekmekte olup, ilkinin bu söyleme neden olduğu umulur.
Adem ve Havva ise sadece birtakım metinlerde geçmektedir ve her ademden geldik diyeni doğru kabul edeceksek üç dine birden inanmak gerekecektir. Halbuki birine göre öbürü değiştirilmiştir fakat nedense işine gelmeyen kısımlar değişmiştir hep. Kutsal kitaplarda varolan Dünyanın şekli,içeriği,yapısı hakkında varolan çelişkilere bakar isek bu sefer tüm kutsal kitaplar değişmiştir çünkü hepsi yanlıştır,en sonuncusu 1400 yıl önceki yanlış bilgilere göre konuşmaktadır. _________________ .[-h(bar)2/2m]d2.y+u.y=e.y
ekindron vanehedris asohimdor
Herkes bir yönüyle haklıdır ancak nerede ne kadar haklı olduğunun farkında değildir.
İyi yapmışsın başlığı açmakla da nerden alıntı olduğunu da belirtirsen daha iyi olur.
Doğru demişsin; Darwin'nin görüşleri, tüm dünyada kabul görmüş ve gün geçtikçe daha da geliştirilen doğa yasalarından ibarettir. Geçmişi M.Ö 6. yüzyıla kadar dayanır. Dünya bilim tarihinde ve insanlığın düşünsel gelişim sürecinde ortaya atılan en büyük görüşlerden biridir (Tıpkı Galileo, Kopernic, Newton, Einstein'in görüşleri gibi).
Bunları kabullenip, bilimin bugünkü dünyayı şekillendirdiğini bilip de, Adem'le Havvadan geldiğine inanmak tüm bu kabullenmelerin bir kalemde reddi anlamına gelir. Eğer böyle bir efsaneye inanıyorsan başta tarih, sosyoloji, paleontoloji olmak üzere tüm bilim dallarını reddetmiş olursun. Bilimin herhangi bir dalıyla uğraşan birisi ya da takip eden birisi, bu türden saçmalıklara prim vermemelidir.
Eternal-Lies dostumuz çok doğru söylemiş; darwin'in Türk düşmanı olduğu, aşağı ırklardan birisi gibi gördüğü tamamen uydurma ve yalandan ibaret.. Bunun gibi yalan haberlere itibar etmeden önce doğru olup olmadığını bilimsel kaynaklardan araştırmak gerekir.. Samanyolu tv, Meltem Tv, Kanal7 vs'de yayınlanan saçma sapan , bilimle hiçbir alakası olmayan Harun Yahya uydurması hikayelere ve bunların "bedava"ya (kaynağının nerden geldiği belli olmayan) dağıttığı yayınlara itibar edilirse elbetteki yanlış anlamalar olur. Yapılan bu tür yayınların hiçbirinde en ufak bilimsel bir gerçeklik söz konusu değildir, hepsi uydurmalardan ibaret..
Yazıda söylediğin Richard Dawkins'in "Gen Bencildir" kitabı en çok satan bilimsel kaynaklardan birisi, bunun yanında "Tanrı Yanılgısı" kitabı da çok büyük yankılar uyandıran mükemmel bir başyapıt, kesinlikle tavsiye ederim.
bu tanri yanılgısını almak istiyorum da çevirisi çok kötüymüş cümleler düşükmüş filan öyle mi gerçekten gen bencildir de sanırım aynı yayınevinden çıkıyor. _________________ false love turn to pure hate..
Biraz geç oldu Nihat ama, başlığı canlandırmak adına yazayım; kitapta ben anlaşılmayacak derecede çeviri hatası görmedim sadece uzun cümlelerin çok kullanılması biraz göz yoruyor o kadar. Richard Dawkins'in TANRI YANILGISI kitabı bilimin tarihsel birikimlerinin, artık dini inançların gereksizliğini tereddüte yer bırakmadan göz önüne serebilmesi açısından çok nadide kitaplardan biri bence .. _________________ www.turandursun.com
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Şu An Bağlı: 
SSS
Arama
Üye Listesi
Kullanıcı Grupları
Can Sıkıntısı Giderici!
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun
Giriş
Günlükler
Günlük Kontrol Paneli
Günlüğüm
