Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK !  
  Giriş veya Kayıt Ol
::  Ana Sayfa  ::  Hesabınız  ::  Forumlar  ::  Haberler  ::  Kritik  ::  Fotoğraf Galerisi  ::  Hosting  ::  Köşe Yazıları  ::
Menü
 Site
tree-T.gif Ana Sayfa
 Forum
 Haber Gönder
 Haber Arşivi
 Site Kadrosu
 Extra
 Hosting
 En İyi 10
 İnteraktif
 Demo & Mp3 Arşivi
 Video İzleme
 Fotoğraf Galerisi
 Destek
 Destekleyenler
 Linkekle
 Bizi Öner!
 
İçerik
. Yerli Gruplar
. Yabancı Gruplar
. Biyografiler
. Albümler
. Albüm Kritikleri
. Röportajlar
. Köşe Yazıları
. Köşe Yazıları Arşiv
. Dergiler
. Etkinlikler
· Gitar & TAB
 
Albüm Kritikleri
· KORN - The path of totality
· Hypocrisy-A Taste of Extreme Divinity (2009)
· Cyntia - Endless World (2012)
· Tiamat - The Scarred People
· Moonspell Alpha Noir-Omega White.
· Ghost - Opus Eponymous
· Testament - Dark Roots of Earth
· Lamb of God - Resolution
· Volbeat Live From Beyond Hell/Above Heaven
· Pentagram - MMXII
 
Kısa Haberler

[ Haber Arşivi ]
 
Son 10 Haber
· 100 Metal Sunar: GAEREA
[ 0 yorum - 954 okuma ]
· Dark Tranquillity Türkiye Turnesi 2021
[ 0 yorum - 3254 okuma ]
· SECURIS yeni Albümünü yayınladı.
[ 0 yorum - 5920 okuma ]
· OPETH 22 Mart 2015′te İstanbul'da, 23 Mart'ta ise Ankara'da
[ 0 yorum - 14057 okuma ]
· Blind Guardian Istanbul konseri 14 Mayıs 2015
[ 0 yorum - 14586 okuma ]
· Blind Guardian 8 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da
[ 0 yorum - 13920 okuma ]
· DYING FETUS 11 HAZİRAN 2015 İstanbul'da
[ 0 yorum - 15429 okuma ]
· Kurt Cobain belgeselinden ilk fragman geldi
[ 0 yorum - 15494 okuma ]
· Takıntı - Buhran klibi yayınlandı!
[ 0 yorum - 16607 okuma ]
· Wayne Static 48 yaşında hayatını kaybetti
[ 0 yorum - 17573 okuma ]

[ Devamı Haberler Bölümünde ]
 
Fotoğraf Galerisi

B Noktası



B Noktası



B Noktası



Heretic Soul @ Waldb ...



Heretic Soul



Heretic Soul



Heretic Soul @ Rock ...



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011



Anoreksi Promo 2011


[ Fotoğraf Galerisi ]
 
Rastgele Biyografi


Deadleaves
 
MetalTR Arama
 
Üyelik
 
Üye Olun
Kayıp Şifre

Güvenlik Kodu: Güvenlik Kodu
Güvenlik Kodunu Girin:
 
Üyelik:
Bugün: 0
Dün: 0
Bekleyen Üyelik(ler): 4
Toplam Üye: 42,762
En Son Üye: electric_wizard

Şu An Bağlı:
Misafir(ler): 215
Üye(ler): 0
Toplam: 215
 
Forumlardan
Last 10 Forum Messages

eskiler bi bakın la ?
Son mesaj atan; ImpLosioN

Şu anda ne dinliyorsunuz?
Son mesaj atan; ImpLosioN

MetalTR Discord kanalı bekleriz
Son mesaj atan; Belorin

Metal dinleyici kitlesi
Son mesaj atan; Belorin

Kiramen Katib-in (Ankara)
Son mesaj atan; SMITD

Ona On Cafe
Son mesaj atan; SMITD

Kurbağa Teorisi
Son mesaj atan; elvistuna

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

Rotting Christ 10 Aralık 2023'te İstanbul'da!
Son mesaj atan; KopuK

1 mart 2024 Cradle of Filth istanbul konseri
Son mesaj atan; KopuK


[ Metal TR.NET - Yerli Gruplarina Sahip CIK ! ]
 
Köşe Yazıları
 
metaltr.net :: Başlığı Görüntüle - Charles Bukowski!!!
 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları Üye ListesiCan Sıkıntısı Giderici!   
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun     GirişGiriş 
GünlüklerGünlükler    Günlük Kontrol PaneliGünlük Kontrol Paneli    GünlüğümGünlüğüm

Charles Bukowski!!!
Sayfa Önceki  1, 2, 3  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    metaltr.net Forum Ana Sayfası -> Edebiyat
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
TrenDkiLL
Zehir Hafiye
Zehir Hafiye


Kayıt: Apr 09, 2007
Mesajlar: 408
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pzr Nis 15, 2007 11:57 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #21   

sarhoş olmayı hep sevmeye karar verdim. sıradanlığı alıp götürüyordu, sıradanlıktan yeterince sık uzaklaşabilirsen sıradan olmazdın belki" diyen alkolik adamdir bukowski
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Sponsor Linkler







Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari    Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz !
: #   


Başa dön
TrenDkiLL
Zehir Hafiye
Zehir Hafiye


Kayıt: Apr 09, 2007
Mesajlar: 408
Nerden: Ankara

MesajTarih: Pts Nis 16, 2007 12:03 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #22   

yediği en acı tekmenin zamanla en ucuz hoşgeldinine bel bağlayan,soluksuz düşen
en büyük belirsiz anı yaşayan adam
yargılama gününde en zavallımız olarak bacaklarımıza sürünüp hıçkıran
bakışlarımıza aldırmadan çığlığını merhametimize sunan adam.
bağışlayın onu. bizi, ne yazık (ama en azından) böyle zamanlarda seven..adam.

bukowski bu işte.
askere alınmayışının bir tek nedeni var, bir psikiyatri raporu : aşırı duygusallık ..onca pisliğin içinde yaşarken bile okumanın yazmanın aramanın insana neler kazandırabileceğini bizzat gösteren, yazarlığın sırrinı, yaşadıklarının ve yazdıklarının uyumu şeklinde kendince saptamış ve bunu yaşamında uygulamış olan yazar. hissederek okursanız ağlarsınız..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
rocking80s
Geçerken Uğrayan
Geçerken Uğrayan


Kayıt: Oct 01, 2007
Mesajlar: 21
Nerden: Eskişehir

MesajTarih: Prş Mar 27, 2008 12:21 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #23   

Zaman hayatın sonuna on var.Bu belki on dakika belki de on içki demek.On yıl daha etrafta dolanacak olursam lütfen vurun beni.Zorluk çıkartıp intihar etmek istemem.O kadar empatiksiniz ki sizin suçunuz olduğunuzu zannedersiniz...

Hayatın a...na koymuş adam, bukowski...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder MSN Messenger
Luna
Operation: Mindcrime


Kayıt: Apr 12, 2007
Mesajlar: 238
Nerden: izmir

MesajTarih: Prş Mar 27, 2008 9:47 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #24   

C. Bukowski için gelmiş geçmiş en iyi yazar demek çok talihsiz bi cümle bence.. yani ben bir Bukowski kitabı bitirdiğimde 'işte sanat' diyemiyorum, elimde kitap duruyorum böyle 'ee?' diye.. kişilik olarak kendisini severim.. hatta 'bar fly'ın filmini seyrettiğimde hasta olmuştum ^^ çok zengin olan editör kadın onu kendi evine ( ya da sarayına) götürüyodu ve adam ordan kaçıyodu. çünkü o kadar güzel ve rahat bir yerde yazamayacağını savunuyordu.. bu görüşler güzel tabii.. yaşam tarzı, bohemliği falan güzel ama yazmaya, edebiyat sanatına gelince Bukowski'yi çok yüksek yerlere koyamam.. sadece yalın olduğunu ve bilinç akışı ürünü olduğunu söyleyebilirim..
_________________
''Bilmediğini bilmek, bilgeliğin başlangıcıdır.'' - Lady of Avalon
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
songsofdarkness
Empyrium Fan


Kayıt: Dec 15, 2004
Mesajlar: 1384
Nerden: istanbul

MesajTarih: Çrş Nis 02, 2008 10:01 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #25   

bukowski 'beat kuşağı' denilen yeraltı edebiyatıyla tam anlamda örtüşmesede, aynılıklar gözükür... ve bu onu beat kuşağı yazarı yapmaz... imlası çok müthiş gelir bana, uslubu çokça kendine has, edindiği konuların çoğu 'kadınlar' üzerine olması onu bir şahin k. yapmaz.. yani bu yakıştırmayı yapmakla bir insan sövgüyü hakedebilir.

severim..

babamdır kendileri...
_________________
Bütün gerçek fanları bir gün tekrar Empyriumun doğacağına inanıyor ve Empyriumu halen kalplerinde yaşatmaktadırlar.

İŞTE ANLATMAK İSTENİLEN TAM OLARAK BUYDU...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
NeFtiS
Düş ve Düşüş


Kayıt: Jun 05, 2006
Mesajlar: 1948
Nerden: elysion

MesajTarih: Prş Nis 24, 2008 10:13 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #26   

en iyiler genellikle intihar ederler,
sadece kaçmak için.
Ve geride kalanlar asla tam olarak anlayamazlar;
neden biri onlardan kaçmak istesin ki!..
_________________
Bugüne dek alçalmadım,düşmedim,sarsılmadım.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
AurorA
Forum Ablası


Kayıt: Sep 13, 2005
Mesajlar: 6656
Nerden: Nowhere

MesajTarih: Cum Hzr 06, 2008 2:59 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #27   

Blackdeep demiş ki:
Charles Bukowski (16 Ağustos 1920 – 9 Mart 1994), asıl adı Heinrich Karl Bukowski olan Amerikalı yazar ve şair. Yapıtlarında bazen Henry Chinaski ismini de kullanmıştır. Hayatının çoğunu ABD'nin Los Angeles şehrinde geçirmiştir. Eserlerinde genellikle toplum dışı insanları ve depresyonu konu alması ve alkolizme yakın bir hayat tarzını anlatmasıyla ünlüdür.I. Dünya Savaşı'nın sonlarında Almanya'ya askeri hizmet nedeniyle gelen Polonya asıllı Amerikan bir babanın ve terzilikle uğraşan Alman bir annenin çocuğu olan Charles Bukowski 1920 yılında Andernach, Almanya'da doğdu. 2 yaşındayken Los Angeles'a taşındılar. 1929 Krizi sırasında Bukowski'nin babası genelde işsizdi ve Bukowski'ye şiddet uygulardı. Bukowski, Los Angeles Lisesi'nden mezun olduktan sonra sanat, gazetecilik ve edebiyat dersleri aldığı Los Angeles Şehir Üniversitesi'nde 1 yıl okudu.

24 yaşındayken "Aftermath of a Lenghty Rejection Slip" isimli kısa öyküsü yayımlandı. İki yıl sonra bir başka kısa öyküsü olan "20 Tanks From Kasseldown" isimli eseri yayımlandı. Bukowski yayıncılık yönteminlerinden hayal kırıklığına uğradı ve neredeyse 10 yıllığına yazmayı bıraktı. Hayatının bu bölümünü A.B.D.'yi gezerek, çeşitli işlerde çalışarak ve ucuz pansiyonlarda konaklayarak geçirdi. 1950'lerin başında Bukowski, iki yıldan az bir süre A.B.D. Posta İdaresi'nde posta kuryesi olarak çalıştı. 1955'te ölümün ucundan döndüğü alkol komasından dolayı hastaneye kaldırıldı. Taburcu olduktan sonra bir daktilo satın aldı ve şiir yazmaya başladı.1957'de Barbara Fry ile evlendi fakat 1959'da boşandılar. Bukowski, şiir yazmaya ve içki içmeğe devam etti ve sonra Los Angeles'taki postaneye geri döndü. 1965'te hiç evlenmediği Francis Smith'ten bir kızı oldu. 1969'da Black Sparrow Yayınevi'nden ömür boyu 100 dolar maaş teklifini alınca postaneden ayrıldı. Bir mektubunda şöyle bir açıklaması vardı "İki seçenekten birini seçmek zorundaydım: Posta ofisinde kalıp delirmek ya da yazmaya oynayıp açlıktan ölmek. Ben aç kalmayı seçtim." Posta ofisini bırakalı bir ay olmayalı Bukowski Postane ismindeki ilk romanını bitirdi. 1976'da Bukowski, Linda Lee Beighle ile tanıştı. İki yıl sonra birlikte Los Angeles'ta bir liman şehri olan San Pedro'ya taşındılar. Bukowski ve Beighle 1985'te evlendiler.
Bukowski, Pulp romanını henüz bitirdikten sonra 9 Mart 1994'te 73 yaşındayken San Pedro, Kaliforniya'da öldü. Ölüm töreni budist rahipler tarafından yönetildi.


Eserleri
Kadınlar
Sıcak Su Müziği
Bir Tek Ben miyim Böyle Yaşayan
Dünyevi Şiirlerin Son Gecesi (2 Cilt)
Kapalı Bir Kapıdır Cehennem
Gülün Gölgesinde
Postane
Pis Moruğun Notları
Sevimli Bir Aşk Hikayesi
Sıradan Delilik Öyküleri
Kendimizde Açtığımız Yaralar
Sarhoş Çal Piyanoyu, Vurmalı Çalgı Gibi, Parmaklar Biraz Kanamaya Başlayana Dek
Pansiyon Manzumeleri
Gece Çılgın Ayak Sesleriyle Yırtıldı
Ölüler Böyle Sever
Shakespeare Bunu Asla Yapmazdı
Güneşe Uzan
En Kısa Andır Mucize
Güneş İşte Burdayım
Kimse Bilmez Ne Çektiğimi
Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi
Pulp
Factotum
Ekmek Arası
Kaybedenin Önde Gideni
Bana Aşkını Getir
En İyi Adamlar Yalnızken Güçlüdür
Hollywood

"İnsan kendini çok derin tahlil etmemeli, yoksa hiçbir şey yapmaz, yaşam durur… Bir kaya parçasının üstünde hiç kımıldamadan oturan bilgelere döneriz… Bu da ne kadar bilgecedir bilemiyorum… Aşikar olanı silerler ama bir şey sildirir onlara… Tek bir sineğin kendisiyle düzleşmesi gibidirler bir anlamda… Kaçış yok, etki yok, etkisizlik yok… Kendimizi zarar hanesine yazmaktan başka çare yok… Oynayabileceğimiz bir hamlemiz kalmamış… Mat olmuşuz…

* İlginç insanların sayısı neden bu kadar az... Milyonlarca insanın içinde neden sadece birkaç kişi?.. Bu kasvet verici ve cansız türle yaşamaktan başka çare yok mu?.. Tek bildikleri şiddet sanki...Uzmanlık alanları... Şiddet söz konusu olduğunda çiçek gibi açıyorlar... Olasılıklarımızı kokutan ... çiçekleri gibi... Sorun onlarla etkileşim içinde olmanın kaçınılmazlığı...

Bozgun sonrasında güç toplamak kadar öğretici bir şey daha yoktur... Ama çoğu insan korkularına yenilir... Başarısızlıktan o denli korkarlar ki, sonunda başarısız olurlar... Fazlası ile koşullanmışlardır, birinin onlara ne yapması gerektiğini söylemesine alışkındırlar... Aile ile başlar, okul ve iş hayatında sürer...

15.10.91 shf.45-46

* Bazen hepimiz bir filme hapsolmuşuz hissine kapılıyorum... Repliklerimizi biliyoruz, nereye doğru yürüyeceğimizi biliyoruz, nasıl oynayacağımızı biliyoruz, sadece kamera yok... Yine de çıkamıyoruz filmin içinden... "Bukowski

_________________
Ben de insanım lan!

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et Myspace Profil Facebook Profil
elektra
Veled-i METAL
Veled-i METAL


Kayıt: Jun 12, 2006
Mesajlar: 132


MesajTarih: Çrş Hzr 25, 2008 10:42 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #28   

kendi çapında iyi bir yazardır.edebiyatının kalitesi kendini hayat tarzını anlatabilecek nitelikte oluşunda.edebiyatından çok hayata karşı duruşu etkiler beni.bukowski beat den çok punk felsefesine uygun olduğunu söylemiş.ne dünyanın en iyi yazarı ne de şairi o kadınları bokun etrafında uçuşan sinekler olarak nitelendiren bi serseriydi yalnızca daha fazlasaını da iddia etmedi.bar kelebeği adlı filmin senaryosu bir kitabından uyarlanıştır.bukoxskinin biyorafisi niteliğinde bir film.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Sitting_Bull
Veled-i METAL
Veled-i METAL


Kayıt: Nov 17, 2007
Mesajlar: 121
Nerden: İstanbul-Vatan Caddesi

MesajTarih: Çrş Mar 04, 2009 10:54 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #29   

''Devrimi siz yapın,ben de kitabını yazayım!!!''

Bukowski'nin en sevdiğim,aynı zamanda hiç sevmediğim bir sözüdür...
_________________
''Gül,ey saf çelişki...Nice gözkapağının altında,hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci...''-Rainer Maria Rilke.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder MSN Messenger
redhotcp
Pink Floyd FAN


Kayıt: Jul 03, 2005
Mesajlar: 261
Nerden: bursa

MesajTarih: Sal Nis 07, 2009 1:02 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #30   

Aşağılık herifin tekidir. İnsani duygulardan büyük bir ustalıkla sıyrılıp hayvan gibi yaşamış ve hayvani duygularla daktilosunun tuşlarına abanmıştır.

Ama.. İşte bu ''ama'' dan sonrası çok önemli.. Bu herif kendini bir şekilde okutur. Bir kere bulaşdıysan bırakamazsın. Yazıları seni sürüklemez ama okumaya devam edersin yine de. Bazen ''ulan bunun yazdıklarını ben de yazarım ne var sanki'' diyip kendini onunla bir tutup , bazen de onun hayatında vazgeçtiği şeyleri ve en aciz nasıl yaşarım adlı oyununa ibretle bakarsın. Adamın iğrenç hayatını (özellikle meşur olduktan sonra çektiği acılar daha fazladır , sadece cebi dolmuştur) ve içsel sorunlarının boyutunu düşündükce , kendi hayatına bakıp katlanılmayacak şeylerin sayısının pek te sandığın kadar fazla olmadığını görür akabinde kısa vadeli bir huzur hissedersin. Sonrasında tam ters duyguya kapılıp ''bukowski'nin amk herif hayatını istediği gibi yaşamış , en azından benden iyi yaşamış'' diyip huzurunun ağzına sıçarsın.

Bazen (özellikle geceler) bu pislik herifin tırmaladığı şeyleri okuyup bunalırsın , bunalabileceğinden daha fazla bunalırsın ''ağlamak istersin ama hüzün aptalcadır'' ve kitabı bırakıp uzun süre de eline almazsın. Artık bukowski için iyi şeyler söylemez ve hatta internet forumlarına bile onun tanımlanmayacak yaşamı hakkında birşeyler zırvalamaya başlarsın. (bak bu en kötüsüdür) Onu sever ya da ondan nefret edemezsin. O uzun bir hayat yaşamıştır ve ardında , bir çok içsel sorunlarla boğuşan depresif insana hayatı boyunca yetebilecek hikayeler bırakmıştır. ve bu depresif insanların hayatları biraz olsun yoluna girdiği zaman onlar bukowski'yi sadece yaşlı ve sıkıcı bir bunak olarak hatırlarlar. Bukowski okuyucusu nankördür , aynı bukowski gibi kişiliksizin önde gidenidir. ya da bu satırları okuması muhtemel bukowski fanları için ''değişken kişiliktedirler'' diyerek durumu kurtarabilirim.

Çok aç kalmasına rağmen , yine de ''aç sanatçı efsanesi aldatmacadır'' diyebilmiştir. ''Bir yanda istediğin herşeyi söyleyebilecek durumda olmak , diğer yanda buna mecbur olmamak'' ... O ikisinide yapmayı becerdiğini söyleyip ''bu yüzden benimle bir sorununuz varsa size aittir'' diyor.


''Güneş merhamet buyuruyor'' adlı şiirinde ;

''Türkiye’de, kilimlerinin üstünde kıbleye dönüp, sigara içerek gülen ve parmaklarını gözlerine sokup kör eden, mor bir tanrıya dua okurlar'' demiştir.


Yine onun yazılarından devam edelim ;


---

işte yerdeyim , ağzım açık
ve ana bile diyemiyorum
ve köpekler geçiyor yanımdan
durup taşıma işiyorlar
güneş dışında her şeyim var
ve takım elbisem berbat görünüyor
ve dün
sol kolumdan geriye kalanlar gitmişti
çok azı kalmıştı, her şey müziksiz
bir harp gibiydi..

sigarasıyla yatağa uzanmış
bir sarhoş en azından
5 itfaiye arabasıyla
33 adama
iş çıkarabilir.

hiç bir şey yapamıyorum.

yan mezarda Hector Richmond,
sadece Mozart’ı ve tırtıl şekerlemeleri
düşünüyor.

muhabbeti hiç çekilmiyor..

---


’’aynı kadınla iki kez evlenerek hayatımı mahvettim’’ demiş William Saroyan.

hayatlarımızı mahvedecek bir şeyler
her zaman vardır, William,
neyin veya kimin bizi önce bulduğuna
bakar, mahvolmaya hep hazırızdır.

mahvolmuş hayatlar olağandır
bilgeler için de , ahmaklar için de.

ancak
o mahvolmuş hayat bizimki olduğunda,
işte o zaman farkına varırız
intiharların, ayyaşların, hapisane kuşlarının, uyuşturucu müptelaları
ve benzerlerinin ;
varoluşun menekşeler kadar,
gökkuşağı, kasırga
ve tamtakır mutfak dolabı
kadar olağan bir parçası olduklarının..


---

akşamdan kalma biri asla sırt üstü yatıp
bir fabrika çatısına bakmamalı!
ahşap kirişler etkiler insanı
ve tavan ışıkları..
tavan ışıkların içindeki teller
hapishaneyi anımsatır insana bir şekilde
gözler ağırlaşır, bira için ölürsün ve
insan sesleri duyarsın, süren bitmiştir,
ayağa kalkmayı becerip işinin başına
dönersin..


---


serseriydik, tembeldik
günlerimizin sayılı olduğunu biliyorduk
rahattık bu yüzden
ne kadar yeteneksiz olduğumuzu
anlamalarını bekliyorduk
o gün gelene dek,
arada sırada birkaç dürüst saat çalışıp
sistemin içinde varolmaya çalışıyor,
geceleri hep beraber kafaları çekiyorduk.

---


iyi olurdu buradan ayrılmak,
gitmek artık, nalları dikmek,
bütün anıları terketmek falan..

ama kalmanın da bir tadı var:

kendilerini afet sanıp,
şimdi kirli dairelerinde
sabırsızlıkla melodram dizisinin
başlamasını bekleyen bütün o yavrular,
ve bütün o delikanlılar,

Yıllıklarda pürüzsüz ciltleriyle
bir gün önemli biri olacaklarından
emin emin sırıtanlar,

şimdi polis onlar, daktilograf,
sosisli sandviç satıcısı,
tımarcı, toz zerrecikleri,
kalıp diğerlerinin ne olduklarını
görmek güzel.

yalnız , banyoya girdiğinde
aynayı es geç ve sifonu çektiğinde
arkana bakma..


---


tibet’e git , deveye bin
incili oku , ayakkabılarını maviye boya
sakal bırak
kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı
the saturday evening post’a abone ol
çiğnerken sadece sol tarafını kullan ağzının
tek bacaklı bir kadınla evlen
ve düz bir usturayla tıraş ol
ve kadının koluna adını kazı
benzinle fırçala dişlerini
bütün gün uyu ve gece ağaçlara tırman
keşiş ol
viski ile bira iç
kafanı suyun altında tut
ve keman çal
pembe mum ışığında göbek at
köpeğini öldür
belediye başkanlığına aday ol
bir varilin içinde yaşa
baltayla kafanı yar
yağmurda lale ek

ama şiir yazma!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
GORGOROTH666
Veled-i METAL
Veled-i METAL


Kayıt: Nov 24, 2004
Mesajlar: 199
Nerden: Amsterdam

MesajTarih: Cum Nis 17, 2009 12:32 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #31   

Ben de sadece ekmek arası adlı kitabı var. sanırım başka kitabını da okumayacağım. sürekli kadınlardan bahsediyor. bana abartı geldi. ma ekmek arası kitabı sağlam bir esere benziyor.
_________________
"I can barely see You anymore"
You must remember the Butterfly, it did not die
"I Love You" ... I Love you Too
"I cant see You anymore"

Goodbye My Love...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
redhotcp
Pink Floyd FAN


Kayıt: Jul 03, 2005
Mesajlar: 261
Nerden: bursa

MesajTarih: Pts Eyl 07, 2009 12:37 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #32   

GORGOROTH666 demiş ki:
Ben de sadece ekmek arası adlı kitabı var. sanırım başka kitabını da okumayacağım. sürekli kadınlardan bahsediyor. bana abartı geldi. ma ekmek arası kitabı sağlam bir esere benziyor.




Biraz ağırdır. Midenin kaldırmaması doğal. Bukowski okumaya o kitaptan başlanmaz zaten. En iyi adamlar yalnızken güçlüdür adlı kitabıyla başlamak daha makul bir seçim olabilirdi.
_________________
www.youtube.com/watch?v=V_jS9c_q8qc
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
comfortinBRUTALiTY
Forum Hayvanı
Forum Hayvanı


Kayıt: Jul 25, 2006
Mesajlar: 1560


MesajTarih: Cmt Mar 13, 2010 11:58 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #33   

Samimiyetten oldukça uzak. Okunmaya değer mi buna karar veremem elbet. Ama kendisine ne edebiyatçı derim ne de anlattıklarının gerçekten içten olduğuna inanırım.
_________________
dm.wasp.gen.tr
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Myspace Profil
slayerize
Forum Hayvanı
Forum Hayvanı


Kayıt: Nov 23, 2006
Mesajlar: 558
Nerden: izmir

MesajTarih: Pzr Mar 14, 2010 2:10 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #34   

ya da sen samimiyetten uzaksın. senin yorumlarını okumalımıyım acaba? ama sana ne yazmayı biliyor derim, ne de yazdıklarınla ilgili bir fikrin olduğuna inanırım.

bu adamın içtenliğini sorgulamayı bizimle paylaşmanı sağlayan referansların nelerdir? başka bir deyişle ''sizin işleriniz efem??''
_________________
Kan çıkmazsa para yok!!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Facebook Profil
comfortinBRUTALiTY
Forum Hayvanı
Forum Hayvanı


Kayıt: Jul 25, 2006
Mesajlar: 1560


MesajTarih: Pzr Mar 14, 2010 12:21 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #35   

Siz bu adamı ciddiye alıp samimi buluyorsanız beni es geçiniz Smile Ha derseniz ki zaten geçtim,iyi yapmışsınız Smile
_________________
dm.wasp.gen.tr
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Myspace Profil
Graav
Geçerken Uğrayan
Geçerken Uğrayan


Kayıt: Sep 10, 2009
Mesajlar: 35


MesajTarih: Cmt May 01, 2010 10:59 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #36   

Bukowski'nin yazar olduğunu iddia etmek, Tolstoy'a, Dostoyevski'ye, Shakespeare'e hakarettir. Ha sever miyim, severim.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
metalwarriorsbydn
Veled-i METAL
Veled-i METAL


Kayıt: Jan 30, 2008
Mesajlar: 147


MesajTarih: Sal Hzr 01, 2010 7:15 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver
Mesaj: #37   

"İlgi duymuyordum. Hiçbir şeye ilgi duymuyordum. Nasıl kaçabileceğime dair hiçbir fikrim yoktu. Diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. Benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. Bende bir eksiklik vardı belki de. Mümkündü. Sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım. Onlardan uzak olmak istiyordum. Gidecek yerim yoktu ama. İntihar? Tanrım, çaba gerektiriyordu. Beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi."
_________________
Ben emekli Kerem im
Aslım dijital olmuş
http://bit.ly/kdsVC1
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Yahoo Messenger MSN Messenger Myspace Profil
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    metaltr.net Forum Ana Sayfası -> Edebiyat Tüm saatler GMT +1 Saat
Sayfa Önceki  1, 2, 3  Sonraki
2. sayfa (Toplam 3 sayfa)


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2002 phpBB Group
Türkçe Çeviri : Onur Turgay & Erdem Çorapçıoğlu
phpBB template by Spectre :: Ported for PHP-Nuke by nukemods.com
Forums ©
MetalTR.NET'de yayınlanan tercümeler, biyografiler, köşe yazıları, resimler ve sair materyaller izinsiz ve kaynak gösterilmeksizin kullanılamaz.
Copyright © 2004-2012 MetalTR.NET
| Yasal Uyarı



Sitemap - forumtags -
Web site engine code is Copyright © 2003 by PHP-Nuke. All Rights Reserved. PHP-Nuke is Free Software released under the GNU/GPL license.
Sayfa Üretimi: 0.22 Saniye
Untitled Document