Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
Eternal-Lies Zehir Hafiye
Kayıt: Jun 28, 2007 Mesajlar: 367
|
Tarih: Cmt Ağu 30, 2008 9:31 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #41 |
|
Yaz be hiperbora, intihar edenin sonu sonsuz cehennemdir diye... |
|
Başa dön |
|
|
Sponsor Linkler
|
Tarih: Google ve Sponsor Baglantilari Mesaj konusu: Sizde bu bölüme reklam verebilirsiniz ! |
: # |
|
|
|
Başa dön |
|
|
HyperboreaN Champion of the Darkness
Kayıt: Feb 20, 2007 Mesajlar: 1181 Nerden: Inside of the Darkness...
|
Tarih: Cmt Ağu 30, 2008 9:34 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #42 |
|
Eternal-Lies demiş ki: | Yaz be hiperbora, intihar edenin sonu sonsuz cehennemdir diye... |
Aşırı alakasız 1 yazı. Biz burada sebeplerinden bahsediyoruz sonuçlarından değil. Teist olduğumu bilmeni isterim. Halen hangi dine mensup olduğumu bilmediğin halde hangi kanıyla bunları söyledin merak ediyorum. _________________ Darkness Always Kill The Light!
Blessed with Blood! |
|
Başa dön |
|
|
Ave_Satanas Zehir Hafiye
Kayıt: Jun 04, 2007 Mesajlar: 466 Nerden: Sodom&Gomorrah
|
Tarih: Cmt Ağu 30, 2008 11:07 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #43 |
|
Ayrıca başlık yanlış olmuş.
"İntiharın Felsefi Nedenleri" değil de, "Felsefenin İntihara Bakış Açısı" gibi geldi bana,yapılan açıklamalar.
Naçiz görüşüm tabi. _________________ Ave S6th6n6s
"Acı çekmenin,tekelinizde olduğunu mu sanıyorsunuz?"
"Merciful,Angel of Death! How you love your precious guilt?" |
|
Başa dön |
|
|
sentenced_1303 Forum Hayvanı
Kayıt: Aug 04, 2005 Mesajlar: 636 Nerden: Eskişehir
|
Tarih: Pzr Ağu 31, 2008 1:25 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #44 |
|
DeViLseeD demiş ki: | sentenced_1303 demiş ki: | DeViLseeD demiş ki: | intihar etmek için güçlü olmak gerekir toplumdaki ortak kanıysa güçsüzler intihar eder . bu yanlızca aşırı korku sebebiyle bunun düşüncesini bile kendinden uzak tutma çabası |
Yani intihar bir üstünlük göstergesidir, bunu mu kastediyorsun? |
hayır intiharın aslında ne kadar zor bir şey olduğunu söylüyorum bir marifet veye üstünlük değil bir çok durumda zorluklara ğöğüs gelmek daha erdemli bir davranıştır |
Peki, yanlış anlaşılma olmasın diye sormuştum. Ama yine de cesaretsizliğin sonucu olan intihar cesaret gerektiren bir eylem olabilir mi diye de düşünüyorum.
İntihar insanın kendisine ve yakınlarına karşı işleyebileceği en büyük suç bana kalırsa; ama ne kadar büyük bir ruh bunalımının sonucu olduğunu şu örnekte rahatlıkla görebiliriz. İntihar ettiğinde cehenneme gideceği inancı olan insanlarda bile intihara rastlanabiliyorsa intihar etmeyen bir insanın asla anlayamayacağı sorunlar yaşanıyor demektir. Çünkü inançlarında sonsuza kadar ceza çekmek var ve bunu bu dünyadaki sorunlara yeğ tutabiliyor bu insanlar. _________________ R.I.P Miika Tenkula (1974-2009) |
|
Başa dön |
|
|
bloodyslayer Forum Hayvanı
Kayıt: Mar 08, 2008 Mesajlar: 2127 Nerden: oradan buradan
|
Tarih: Pzr Ağu 31, 2008 1:34 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #45 |
|
sentenced_1303 demiş ki: | DeViLseeD demiş ki: | sentenced_1303 demiş ki: | DeViLseeD demiş ki: | intihar etmek için güçlü olmak gerekir toplumdaki ortak kanıysa güçsüzler intihar eder . bu yanlızca aşırı korku sebebiyle bunun düşüncesini bile kendinden uzak tutma çabası |
Yani intihar bir üstünlük göstergesidir, bunu mu kastediyorsun? |
hayır intiharın aslında ne kadar zor bir şey olduğunu söylüyorum bir marifet veye üstünlük değil bir çok durumda zorluklara ğöğüs gelmek daha erdemli bir davranıştır |
Peki, yanlış anlaşılma olmasın diye sormuştum. Ama yine de cesaretsizliğin sonucu olan intihar cesaret gerektiren bir eylem olabilir mi diye de düşünüyorum.
İntihar insanın kendisine ve yakınlarına karşı işleyebileceği en büyük suç bana kalırsa; ama ne kadar büyük bir ruh bunalımının sonucu olduğunu şu örnekte rahatlıkla görebiliriz. İntihar ettiğinde cehenneme gideceği inancı olan insanlarda bile intihara rastlanabiliyorsa intihar etmeyen bir insanın asla anlayamayacağı sorunlar yaşanıyor demektir. Çünkü inançlarında sonsuza kadar ceza çekmek var ve bunu bu dünyadaki sorunlara yeğ tutabiliyor bu insanlar. | veya dünyadaki sıkıntılardan daha az olduğunu sanıyo bir anlık bi sinirle nefretle _________________ Ölümünüz için seçtiğim yol
Yavaş ölüm büyük çöküş
Hayatınızın akıp gittiği duşlar altında... |
|
Başa dön |
|
|
deathalive Geçerken Uğrayan
Kayıt: Dec 20, 2007 Mesajlar: 40
|
Tarih: Pzr Ağu 31, 2008 7:57 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #46 |
|
HyperboreaN demiş ki: | Genellikle,bunalım ve çaresizlik bunlara nedendir. Yaşama arzusunu yitirmiş birey o anlık kendine kurtuluş olarak gördüğü intiharı seçebilir. |
çok haklısın.... |
|
Başa dön |
|
|
bloodyslayer Forum Hayvanı
Kayıt: Mar 08, 2008 Mesajlar: 2127 Nerden: oradan buradan
|
Tarih: Pts Eyl 01, 2008 4:11 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #47 |
|
deathalive demiş ki: | HyperboreaN demiş ki: | Genellikle,bunalım ve çaresizlik bunlara nedendir. Yaşama arzusunu yitirmiş birey o anlık kendine kurtuluş olarak gördüğü intiharı seçebilir. |
çok haklısın.... | evet tam bir açıklama olmuş _________________ Ölümünüz için seçtiğim yol
Yavaş ölüm büyük çöküş
Hayatınızın akıp gittiği duşlar altında... |
|
Başa dön |
|
|
BlackbATu Zehir Hafiye
Kayıt: Mar 16, 2007 Mesajlar: 481 Nerden: Bursa&İstanbul
|
Tarih: Pts Eyl 01, 2008 9:20 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #48 |
|
HyperboreaN demiş ki: | Genellikle,bunalım ve çaresizlik bunlara nedendir. Yaşama arzusunu yitirmiş birey o anlık kendine kurtuluş olarak gördüğü intiharı seçebilir. |
Kültürden kültüre değişiklik gösterir yukarıdaki açıklama. Bulunduğumuz coğrafyadaki hakim inançlara göre intihar çok büyük bir ayıptır, yasaktır da zaten. Ama mesela uzak doğu kültürlerinde düşmana esir düşmektense intihar edilir. İntihar o anlarda cesaret gerektiren bir şey olduğu için savaşta esir düşmek yerine intihar edenlerin yakınları onlarla gurur duyarlar. Kültür meselesi bu. |
|
Başa dön |
|
|
HyperboreaN Champion of the Darkness
Kayıt: Feb 20, 2007 Mesajlar: 1181 Nerden: Inside of the Darkness...
|
Tarih: Sal Eyl 02, 2008 7:15 am Mesaj konusu: |
Mesaj: #49 |
|
BlackbATu demiş ki: | HyperboreaN demiş ki: | Genellikle,bunalım ve çaresizlik bunlara nedendir. Yaşama arzusunu yitirmiş birey o anlık kendine kurtuluş olarak gördüğü intiharı seçebilir. |
Kültürden kültüre değişiklik gösterir yukarıdaki açıklama. Bulunduğumuz coğrafyadaki hakim inançlara göre intihar çok büyük bir ayıptır, yasaktır da zaten. Ama mesela uzak doğu kültürlerinde düşmana esir düşmektense intihar edilir. İntihar o anlarda cesaret gerektiren bir şey olduğu için savaşta esir düşmek yerine intihar edenlerin yakınları onlarla gurur duyarlar. Kültür meselesi bu. |
Bu sözün bana yazılmadığını düşünüyorum.Çünki ben burada neden olan şeyin büyük kısmından bahsettim.Paragraf başındaki,''Genellikle'' ibareside o yüzdendir zaten.Ayrıca Bu dönemde savaşlar,küçük çatışmalar ve elden ele para değişimi olarak sonuçlandığı için.1 intihar sebebi olarak görmüyorum. Yani bana göre buzamanlarda intihar daha bireyselleşti.Bunada ancak Sosyal ve Ekonomik sorunlar,sebep olabilir.
Ayrıca BlackbATu iyi 1 noktaya temas etti.Nedense dediğin şey bana doğudan çok Hitler Almanyasını hatırlattı. 2. Dünya savaşında Hitlerde dahil,subayların 1 bölümü teslimiyet yerine intiharı seçmişlerdir. Yada BlackbATu'nunda dediği gibi Uzakdoğudan örnekler görmek mümkün. En yaygını Harakiridir. Saygınlık intiharları.... _________________ Darkness Always Kill The Light!
Blessed with Blood! |
|
Başa dön |
|
|
deathalive Geçerken Uğrayan
Kayıt: Dec 20, 2007 Mesajlar: 40
|
Tarih: Sal Eyl 02, 2008 12:07 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #50 |
|
[quote="bloodyslayer"][quote="deathalive"] HyperboreaN demiş ki: | Genellikle,bunalım ve çaresizlik bunlara nedendir. Yaşama arzusunu yitirmiş birey o anlık kendine kurtuluş olarak gördüğü intiharı seçebilir. |
evet.sosyo-kültürel şartlarda olabilir..savaşlardaki durumda gerçek...ama yinede o düşünceyi ayıklamak zor...karışık.. |
|
Başa dön |
|
|
mrvjank Geçerken Uğrayan
Kayıt: Sep 14, 2008 Mesajlar: 6
|
Tarih: Prş Eyl 18, 2008 1:25 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #51 |
|
bütün olumsuzluklardan kaçıp ölüme sığınmak gibi ... |
|
Başa dön |
|
|
MetALgOds Köşe Yazarı
Kayıt: Apr 18, 2005 Mesajlar: 782 Nerden: "Kisaroyim"
|
Tarih: Prş Eyl 18, 2008 2:18 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #52 |
|
intiharın felsefi tek nedeni vardır o da tanrıya olan düşmanlık ve hayatına son vermenin sadece kendine ait olmasını istemek...kısacası intihar bir kaçış olmanın yanında aslında güçlü bir psikolojiyi barındırır; güçlüdür çünkü bu düşünceyle insan bu işi(kendini öldüme eylemini) başkasına bırakmayıp bu hakkı kendisinde bulur... yani ölme hakkını...
"ayrıca iyi tasarlanmış bir intihar sanat eseridir".... Stay adlı filmden bir alıntı... umarım aydınlatıcı olmuşumdur... _________________ Yaratmak güç istencinin en kudretli belirtisidir.
Karanlık da ona yataklık eder !
http://www.felsefehayat.net/ |
|
Başa dön |
|
|
nasti Geçerken Uğrayan
Kayıt: Sep 17, 2008 Mesajlar: 3
|
Tarih: Prş Eyl 18, 2008 2:56 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #53 |
|
acizlik |
|
Başa dön |
|
|
Eternal-Lies Zehir Hafiye
Kayıt: Jun 28, 2007 Mesajlar: 367
|
Tarih: Cum Eyl 19, 2008 11:50 am Mesaj konusu: |
Mesaj: #54 |
|
Kaçmak ve korkaklık olarak nitelendireceğim.
Fakat bence, kişisel etkiden ziyade toplumsal etki insanı belirlediği için genel olarak toplumdaki bozulmalar, çürümelerin etkisi olduğunu düşünmekteyim.
İlk cümledeki genellememin tam tersini söyleyen örnekler de mevcuttur. |
|
Başa dön |
|
|
Aton Veled-i METAL
Kayıt: Apr 07, 2007 Mesajlar: 151 Nerden: uzak çok uzak bir galaksiden
|
Tarih: Cum Eyl 19, 2008 12:38 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #55 |
|
Neye göre bu tespitler?
Bir insan intihar ettiğinde birşeyden mi kaçıyordur? Korkak mıdır? Buna nasıl bu kadar çabuk karar verebiliyorsunuz? Siz yaşayanlar yeterince dürüst olduğunuzdan kendinize bu kadar emin misiniz? Her şey yolunda mı gerçekten? Çok mu güçlü,kararlı ve yiğitsiniz hayata karşı? Gerçekten tüm olumsuzluklarla mücadele içinde misiniz?
İntihar etmiş bir insanın arkasından korkaklıktır,acizliktir şudur budur söylemleri salt kendinizi kandırmaya ve kişisel egonuzu yüceltmeye çalışmaktan başka bir anlam ifade etmiyor. Her şeyi çözmüşsünüz. İntihar eden bir insanın gerçekten hayatı sevmediğini ve ölmek istediğini,ruhunda en ufak bir yaşama arzusu kırıntısı olmadığını sanmak da cabası.
Kendi canına kıyacak kadar bir insanı ne acıtabilir hiç düşündünüz mü? Gerçekten nasıl bir yaşam bir insanı kendi canından vazgeçmeye kadar götürebilir? Kaç tanesi ile tanışmışlığınız oldu? Zavallı insanlar mıydı yoksa kendilerine çizilmiş boğucu bir kadere razı olmaktansa başka bir alternaytif bulamadıklarından bu oyunu tamamen sona erdirip perdeyi indirmeye mi karar verdiler? Yaşamış olsalardı sizin için sıradan bir figüran olmak dışında sizin için bir anlamları mı olacaktı? Sizler bu insanlarca bu berbat egonuzun ve berbat ideolojilerinizin ve de berbat yaşam felsefelerinizin reddedilmiş olmasına içerlemekte ve onları küçümseme yoluna gitmektesiniz.
Aa tabi. Sizler herşeyin üstesinden geldiniz hala kendi şeytanlarınız ile mücadele içinde ve gerektiğinde reel gerçekler dediğiniz topluma uyum için süslü zincirleri kutsayanlar soyundansınız. Sizin için her şey bir ödül ceza ve alışveriş aritmetiğinde dönüyor.
İmtihar etmiş veya buna teşebbüs etmiş insanlar hayatın onları bir nesneye indirgemesine tahammül edemezler. Sizlerin asla bilmediği,kaçtığı,aman sende dediği acılarla boğuşmuşlardır. İçinizde en iyi olduğunu sananlar bile çaresizce ve acizce kendi dünyasında bir resim çizip onlardan uzak durmuştur. Gözlerinize baktıklarında sizdeki korkuyu ve anlamsız hayatı sahiplenen kaygıyı ve iki yüzlülüğü bilirler. Kaçtığınızı bilirler fakat size nasihat vermezler. O yüzden yapayalnız olduklarını da bilirler. Bunu uzun süre sürdürüp sürdürmemek onların kararıdır. Siz bir can ı bile bir hayatı bile belli değer sistemlerinin ve ilahi kudretlerinin mülkü olarak gören yaşam tüccarları ve ortakları! Bağlı olduğunuz ve sözcülüğünü yaptığınız bu değer yargıları sisteminin gerçekten dibe vurmuş birine faydası olacağını mı sanıyorsunuz? Onları bu yaklaşımız nedeniyle daha da umutsuzluğa ittiğinizin ne derece farkındasınız?
İntihar son bir haykırış ve reddetme dışında bir anlam ifade etmez. Umuda ve olumlu düşüncelere son vermektir. Kişi artık hiç birşeyin daha iyiye gitmeyeceğinden emindir kendisi için. Yaşamının mülkünün toplumun erdemlerinde veyya ilahi bir sahip de olduğu gibi saçma düşüncelere ise gülüp geçer. Benim hayatım benimdir. Kimse bir nesne olarak birşeyin yapması gerekli ödevlerle yüklü parçası ilan edilemez ve hiç bir varoluş biçiminin böyle bir şeye hakkı yoktur. Dolayısıyla intihar etmiş insanlar en büyük bunalımı hissettirirler. Çünkü onlar aslında mutsuz ve robotça yaşamayı ya da daha fazla kirlenmeyi reddetmişlerdir o anda. Hayata bir fazlalık, gelip geçici bir varoluşun sürekli acısı olarak bakarlar. Çizgisnin ardına atılacak bir adım tüm bunları sona erdirecektir o kadar. Ve ne size ne topluma,ne de tanrıya bir borçları vardır. Çünkü artık bu ödül sanılan şeylerin hiç bir kıymeti yoktur ve tamamı acıdan başka bir anlam ifade etmez. En yalnız hissettikleri bir anda da son hamleyi yaparlar. Zaten yanlarında onlara kendi hayatını ve kendini anlatan kişilerden başka hiçkimse de kalmamıştır ve bu onları daha da kötü hissettirir. Herşeyden nefret edip tüm dünyayı kana ve dehşete bulamaktansa ve tüm hayatı ve insanları küçümsemektense kendi varlıklarına son vererek bu oyundan çıktıklarını bildirirler. Sizinle oynamayı reddettikleri için onları mızıkçılık ile suçlayamazsınız çünkü oyununuz hileli ve sahtekar bir oyundur tüm ruhları buna tabi olmakla ödevlendirmek ise kendi kafeslerinizin boyalı reklam filmlerinden başka bir anlam içermemektedir. Nokta. _________________ .[-h(bar)2/2m]d2.y+u.y=e.y
ekindron vanehedris asohimdor
Herkes bir yönüyle haklıdır ancak nerede ne kadar haklı olduğunun farkında değildir. |
|
Başa dön |
|
|
nasti Geçerken Uğrayan
Kayıt: Sep 17, 2008 Mesajlar: 3
|
Tarih: Cmt Eyl 20, 2008 11:43 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #56 |
|
Şimdi ben bu yaz Ankara’nın birçok yerinde bulunma fırsatına sahip oldum.çok hoş oldu.Ankara kalesinin dibindeki evsizlerden kendini satan fahişelere oradan tutun hayatın çok cömert davrandığı insanlara kadar bir çok insanla tanışma fırsatı buldum.önemli olan ne olursa olsun pes etmemektir.neden refah seviyesi artan ülkelerde intihar oranı da artıyor.rahat mı batıyor yani.ille da feleğin tokatını yemeleri mi gerekiyor.yada benim aptal kuzenim neden intihar girişiminde bulunuyor.yada neden Japonya gibi Amerika gibi ülkelerde intihar edenler çok fazla iken bu ülkelere göre ülke bile denmeyecek uluslarda insanlar açlıkla yüzyüze iken bile intihar oranları çok daha az.
Öyle yada böyle herkes bu dünyada var.neden varız kısmına girip senle din tartışmicam aton zaten bir yere varamayacağımızda kesin.ama bir insan daha ne kadar düşe bilir ki.EVET HAYAT BENİM ELİMDEN BAŞKA BİRŞEY GELMİYOR.bana hiç cömert davranmadın ben ise her giriştiğim işi elime yüzüme bulaştırdım.ee napalım kader bak kendimi öldürmekte varmış.demek EVET acizlikten başka bir şey değildir.eğer hayatta nefes alabiliyorsan halen daha her şey bitmiş değildir.acıların çocuğu olmaya ve her şeyi kadere bağlayıp oww napalım olmadı kader işte demenin bir anlamı da yoktur.
Ahmet’in Mehmet’in kendini öldürmesi benim onları küçümsemem ego tatmin etmek değildir.eğer ego tatmin etmek istersem gider yaşayan ölülerin üzerinden bunu yaparım.eğer insanı hayata bağlayan bir şeyler yoksa insan intihar edebilir.demek ki intihar eden kişileri hayata bağlayacak bir uğraş yoktu.hayat bu uğraşı kişiye hep vermez.kişi kendisi bulmalıdır.
Ama şu kokuyor alıyorum ki sanki illede teistleri ve inançlarını küçümseyerek egonu tatmin ediyorsun.yapma bunu
Ve düşündüm de kendi canına kıyacak kadar büyük bir sorun aklıma sadece ONUR geldi.intiharı mantıklı kılan tek şey ki beklide değildir ama Sokrates inde yaptığı gibi ölerek yaşamın onurunu koruma mantığı gibi yada başka tür şekillerde-sistemlerde olabilir.
Onur,insanı insan yapan ne olabilir ki.insan neden insan oldu sorusuna verebildiğim en makul cevap onur.sanırım intihar etmeye değer bir durum onur.
Peki nedir insanı kendi canına kıyacak kadar canını acıtan diğer durumlar.ben gördüğüm kadarı ile ne sokakta yaşamak ne para sıkıntısı nede aşk cana kıymak için bir sebep-geçer akçe değil.he şu da var tabi madem ki intiharın felsefesi,kişi bu dünyaya madem geldim ama burası benim yaşam alanım fakat ben burayı beğenmiyorum ve gidiyorum gibi bir mantık ile canına kıyabiliyor ise onu da bilemeyeceğim.
--- İmtihar etmiş veya buna teşebbüs etmiş insanlar hayatın onları bir nesneye indirgemesine tahammül edemezler---
o zaman hayatın onları bir nesneye indirgemesi izin vermesin ve kendilerini yüceltsinler.millet forumlarda ben tanrıyım diye büyüklenirken bu intihar eden şahısların ezikliği nedendir.bu ACİZLİK nedendir.reel dünyada her şeyin bir sistemi varken armut piş ağzıma düş zihniyeti nedendir.
Ben yada bizler ki bir can ı bile bir hayatı bile belli değer sistemlerinin ve ilahi kudretin mülkü olarak gören yaşam tüccarları ve ortakları!(yaşam tüccarıyım evet çünkü hayata karşı bir bakış açım ve inancım ve felsefem var) Bağlı olduğum ve sözcülüğünü yaptığım bu değer yargıları sisteminin gerçekten dibe vurmuş birine faydası olacağını adımın Durukan olduğuna emin olduğum gibi eminim.insanı yaşama bağlayan onun inançları ve değerleridir.gelecekle ilgili planları-hayalleri-umutları yada istersen varsayımları de.bu inanç ister din olur ister kendi doğruları olur,fark etmez.ama kişiyi hayata bağlayan her şekilde kişinin doğruları-inançları. Onları bu yaklaşımız nedeniyle daha da umutsuzluğa itmiyor tam tersine mücadele etmeleri gerektiğini-pes etmenin sade ve sadece ACİZLİK olduğunu anlatıyoruz.he bu durum onları mutsuz ediyor ise üzgünüz ama sistem bu.doğanın kanunu BU. |
|
Başa dön |
|
|
Aton Veled-i METAL
Kayıt: Apr 07, 2007 Mesajlar: 151 Nerden: uzak çok uzak bir galaksiden
|
Tarih: Pzr Eyl 21, 2008 1:58 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #57 |
|
Bu hyper benimle muhatap olmasını istemiyorum çünkü küfür edecem. Başka seçenek bırakmıyor salakça benzetme ve kendine yonttuğu yorumlarla. Başlık kitlemek yerine biraz içeriğin içine edenlerle ilgilenmeyi akıl ederseniz tartışma ortamları yaratılabilir. Sitemkar forum yöneticileri üzgünüm kızıyorsunuz ama tartışmaların çığırdan çıkma nedeni bir iki kendini bilmez cahilin her konuda her fikre sataşmasıdır bu da bir fikir tartışması değildir.
Bir üstteki arkadaşla da tersizdir o bir müslümandır bense progressive pozitivist düşünürüm inançları da dogma olarak görürüm dolayısıyla. Ama aramızda başka forumlarda da defalarca tartışmış ama seviyeyi düşürecek bir duruma neden olmuş değilizdir. Haa bu arada bu forumda da Atatürkçü bol hep onlar mı demogoji yapacak ben de yaparım. Kendisi dogmaya gericiliğe özgürlük olmaz demiş, iyi demiş. Ortada bir sunum bir fikir bir birikim olmadan kulaktan dolma fikirlerle birtakım düşünceleri kişisele indirgeyerek hakaret boyutunda yermek, o düşünce sahiplerini hainlik ile ahlaksızlık ile bilumum faşist imgelerle suçlamak düşüncenin ifadesi değil her yerde rastlanan Ad Hominem bir provokasyon yöntemidir. Bu lüzumsuz salağın hakkımdaki kıçından kendi yelinden ürettiği kişisel tespitlerine cevap verecek değilim çünkü kendileri odundur. Cevap verecek olursam biliyorum ki olayın sadece sonucunu değerlendirip içeriğine bakmaya ve düşünmeye üşenen çok değerli adminlerimiz gene cevap verdiğim için benim üslubumu küstahça bulacak, karşımdaki kişinin alenen ettiği küfürleri sindirmem gerekiyormuş gibi saçmasapan birtakım genellemelerle forum huzurunu koruduklarını iddia edeceklerdir.
Zaten dünyanın yegane sorunklarından biri budur. Doğruyu koruyan bir yasa yoktur yalana karşı heryerde kendimizi binbir örnekle ve ispatla korumak zorunda olan her nedense hep bizleriz. Kıçından konuşan insanlar ise fikir sunduklarını öne sürüp istedikleri gibi etiket yapıştırıp, yalanlarıyla iftira ve aşağılamalarıyla konuşabilmekte bu aptalca adalet anlayışının sadece kendilerine yaramasını sağlayabilmektedirler. Çünkü bu aptalca ve pasif adalet anlayışı daima zorbaların işin içinden sıyrılmasına yaramakta ekmek çalan çingene 20 yıl kodeste yatarken, ülkeyi hortumlayanlar avukatlarıyla 2 yıl ceza almaktadır. Bunun sorumlusu da bu adalet biçimini adil olarak değerlendiren irili ufaklı,resmi ya da gayri resmi tüm yetkililer ve onların sisteme tamamen kanalize olmuş pasif adalet anlayışıdır.
Gelelim senin düşüncelerine nasti;
Tamamen dogmatik varsayımsal ahlakını dayatmış bunu da yine dogmatik sanki tek gerçek doğa kanunu gibi sunarak kısa yoldan sonuca ulaşmışsın. Senin Ankara sokaklarında gezmekle ya da oturduğun yerden insanın kaderini düşünmek ile bir şey öğrendiğin düşüncesinde değilim. Bu şekilde konuşmam hoşuna gitmiyor biliyorum ama gerçek bu. Onlara sadece dışardan bakıyorsun. Ayrıca ne düşündükleri hakkında en ufak bir fikrin yok ahkam kesiyorsun. Bir defa kaderine boyun eğmiş bir insan intihara teşebbüs etmez bunu kafana sok herşeyi her durumu sonunda kabullenip kanserden ölür o dediklerin. Doğal ve tıbbi psikopatolojik gerçek budur eğer bir gerçek arıyorsan kutsal kitaplarda bulamazsın bunu veya doğanın kanunlarını.
Bunun dışında yaşam tüccarıyım evet demişsin tüccarlık dükkan açmaktır. Ve Çiçero nun dediği gibi her nerede bir dükkan varsa oradan hiç bir iyi şey çıkmaz çünkü dükkan sahipleri yalan söylerler ve hayatta yalandan daha onur kırıcı ve hayat düşmanı başka birşey yoktur.
Bir de şu ukalalığı görmekteyim sizlerde sanki ben hayattan bezmiş intiharı düşünen biriymişimde babacan tavırlarla bu meczup u ayağa kaldırmaya uğraşan ama ne dediğini bilmediğinden diyojen üslubuyla gölge etmeyin demekten başka birşey söyleyemediğim bir havalar bir şeyler seziyorum sizin gibi ahlak ve insanlık dersine soyunmuş kişilerde. Güya gaz verdiğinizi mi sanıyorsunuz nedir yola devam sloganlarıyla.
Ben intihar edeceğimi şu an için sanmıyorum ama olur da başvurursam da hiçbirinize ve dünyaya borçlu da değilim kusura bakmayın. Bana hiç bir katkınız olduğunu da görmedim bu sözlerinizle sadece kengi kişisel egonuzu yüceltiyorsunuz. Ancak dibe vurmuş ve kendini imha etmiş ya da buna teşebbüs etmiş arkadaşlarım oldu. Kararlıydılar ve hiç de küçümsenecek bir zayıflık içersinde değildiler.
Sizin gibileri biliyorum. Jim Morrison'u da Jimi Hendrix'i de, Janis Joplin'i de ve birçok filozofu da çektiği acı ve ihanetlerden ötürü dibe vurduklarında ahlaki yargılarınız ve dogmalarınız ile acizlik ile suçlarsınız.
Sizler peygamber ilan ettiklerinizin intihar girişimlerine sessiz kalıp, onları sadece gaza getirip eyleme geçtiklerinde kendi küçük hesaplarınız uğruna yalnız bırakıp ölünce de ardından yazık oldu, vah vah ne iyi adamdı diye ağıt yakanların soyundan geliyorsunuz o yüzden onurdan bahsetmeyiniz. Onurdan bahsetmeyiniz çünkü savunduğunuz dogmaların hiçbiri peygamber ilan ettiklerinizin yüreğinde yoktu o yüzden daima işkenceler ve acılarla görevlerini tamamlayamadan erkenden ya da hastalıktan göçüp gittiler. Siz kendi peygamberlerini çarmıhlara çivileyen, her söylediğini tersten algılayıp öte dünyadan ve gaipten haberler getiren ihanet içindeki soy; şimdi onların adına insanlık onurundan bahsettiğinde gerçekten komik oluyor.
Bununla da kalmazsınız. Sokratese sunulan iki seçenek hıristiyan gerici ahlakının da dinin de temelini oluşturmuştur binlerce yıl. Ya öl, ya da düşüncenden ötürü suçunu kabul et ve buradan git. Her yerde bu anlayış vardır bu söylediklerin bizinm inancımıza hakarettit suçunu kabul et ve şekil düşünmekten vazgeç! Öyle güzel bir oyun tertiplenmiş ki özgür olduğunuzu sanıyorsunuz. Oyun hileli ben oynamayacağım deme hakkımız var evet özgür irade heey! Ama bunun için kendinizi herkesin içinde aşağılamayı kabul edip oyuna feda etmeniz ve kendinizi yakmanız gerekiyor. Çok adil gerçekten de. Sizin adaletiniz bu kadar sadece sizi ve tabi olduğunuz inançları korur. Bir kaç şımarık ve göbeği şişkin meczup elbette biri kendini yaktıktan sonra belki felsefesini kendince yüceltip öte dünyadan gelip insanlığa kurtuluş müjdeleyen bir tanrı katına yükselterek yeni tapınaklar inşa edecektir. Ve elbette önünde diş gıcırtatarak dönen sefillere kutsal şerbetinden içirip kendi konumunu sağlama alacaktır. Bu gerçekten de pek onurlu bir davranış biçimidir. Bu gerçekten de evet çok karlı bir yaşam tüccarlığıdır.
Ezik olanlar daima eziklikten bahseden ve kendini yiğit gören bu binyılların köle zihinleridir. Kendini yüceltmek? Neye karşı? Özel değilsin unut bunu. Gün geçtikçe çürüyen ve kokuşan bir organizmadan fazla birşey olduğun yok senin. Hiçkimsenin yok. Öncelikle bu yücelmişlik saplantına karşı bunu sık sık dile getirmek gerekiyor çünkü ışıltılar ve süleymanın hazinesiyle elde ettiği sahte giysileri içinde bir yücelmeyi ihtişam dini haline getirmiş bunun hiç bir anlamı olmadığını ve Süleymanın o giysiler içinde daha yüce olmadığını söyleyen peygamberlerinizi de susturup yarattığınız tapınaklarda hala eski zırvaları onların ağzından dillendirmeye uğraşan pazar yeni sinekleri olmayı seçen tüccarlıklara soyunuyorsunuz.
Kürsülerde bağırıyorsunuz,insanlara doğru yolu gösteriyorsunuz. En dibe vurmuş fahişeleri gördüm sokaklarda ve neden hala yaşadıklarını görüp cömertliklerine şaştım derken o cömertliğin ne anlama geldiğini ve bunu sunanın ne hissettiğinden bile haberdar değilsiniz. Evet eline bir günlük yaşam hakkı tanıyan banknot u sıkıştırdığında gerçekten o en doğal olan doğal cömertliğin nasıl satılığa çıktığını da görür belki hem bundan faydalanır ama başka bir yerde iffetin ve namusun gerekliliğinden dem vurursunuz papaz giysilerinizi kuşanıp. Dolayısıyla da bu çürümüşlük ile artık mücadele şansı kalmamış ruhunu ve bedenini yüksek onur etiketiyle pazara sunmayı reddeden birinin varlığını sona erdirme kararını bir çaresizlik, kendi ticaretiniz için bir kayıp olarak görürsünüz. Gerçekten çok kadın sırf bu nedenle intihar etmiştir, bu anlayışla pek yardımcı olursunuz onlara. NBiye kendini yüceltmemiş de kaderine razı olmuş muş. O kaderi ona biçip iffeti ile pazarlayanlar kimin inancı ve ahlakıydı acaba? İntihar edince ağlar bu ahlaksızlar cenazesi başında hatta cenazesini de almazlar. Ama intihar etmese ya öldürür ya da satarlar artık bozuldu diye pek inançlıdırlar bu konuda çünkü.
Teistleri ve inançlarını küçümsediğim doğru ama bu genel birşey değil. Örneğin varlığı şüpheli olsa da İsa yı küçümsemem yanlış yerde yanlış şeyler söylediği için ölüme yürütülmüş bir adamın hikayesi olduğunu bilirim Fakat Roma Hıristiyanlığın onunla bir ilgisi yoktur. Aynı şekilde yine varlığı şüpheli olan Mezopotamya kralı Sargon un öyküsünden ve eski paganlardan devşirme Musa gerçek olmasa da onun isyankar bir saray evlatlığı ve zenginlik ve ihtişam budalalığına karşı bayrak açmış bir aşiret lideri olduğunu bilirim, küçümsemem saygım sonsuzdur. Fakat ırkçı İsrail devletlerinin ve dininin onunla alakası olduğunu düşünmem. Varlığı o kadar şüpheli olmayan Muhammed in bir aristokrat meczup olduğunu ve sefil bir halkı onları et olarak kullanan efendilerine karşı kışkırttığını da bilirim ama İslam devletleri ve imparatorluklarının ve yaydıkları inançların onunla ilgisi olmadığını da bilirim. Kutsal kitapların ve öncülü olan mitsel hikayelerin hepsine göz atmışımdır bunun da insanlığın bilmediği bir evrendeki çocukça yakarısı ve duygusal benzetmelerle süslü edebi fantazileri olduğunu bilir saygı duyarım ama o kitaplara evrendeki gerçeklerin şifresinin yazıldığı mutlak bilginin anahtarı olarak bakmam ve hayal dünyası ile gerçek dünya arasındaki ayrımın önemini bilirim. Bu sayede de kendi hayal gücümü özgürleştirebildiğimi de bilirim. Tıpkı antik ozanlar gibi. Kör Homeros bir gezgin olmak yerine Zeus a tapınaklarda tapıyor olsaydı İlyada ve Odesa yı yeniden yazamaz bu pagan inanç çok daha önce tıpkı Mısırda olduğu gibi yok olup giderdi bunu da bilir ve saygı duyarım. Bu insanlara duyduğum saygı varolsalarda olmasalarda bir gerçekliği bir trajediyi simgeler fakat bu trajedinin karanlık tarafında bulunan tüccarların yarattığı bir sisteme de saygı duyarsam o zaman onurumu ayaklar altına almış olur ve yaratıcılarına ihanet etmiş olurum. İşte sizlerin Din ve Teizm dediği şey bu ihanetin tarihidir o nedenle peygamberlerin adını ağzınıza alıp onları kirleterek kurduğunuz bu mutlak dogmatik ve zengin tüccar tapınaklarından ibaret bir anlayışa saygı duymak insanlığa yapılabilecek en büyük hainliktir.
O nedenle de intihar konusunu yazgı açısından değerlendirip bu ihanet dinini ahlak ve doğru yol diye dayatan bu köle ahlakına karşı benimde bir çift laf etme hakkım vardır. Bu bir çift lafı etmiş birçok insan daha vardır benden önce ve benden daha iyi şekilde. Onları da türlü ideolojiler içersinde kamplaştırıp yargılayan, imansızlıkla suçlayan daima sizler olur, kitaplarını küçümser, kendi kafanıza göre gaip den yorumladığınız mitolojik eserleri kirleterek onların sopasıyla ayar çekmeye uğraşır ve bu psikolojik tüccarlığı kendi merkezinizde efendilerinize yaranmak ya da onlara özenmek için sürdürürsünüz. Çünkü sizin daima onaylanmaya ihtiyacınız vardır tek başınıza ve tamamen bağımsız düşünemezsiniz. Sizden önce bir şey söylenmiş ise bir hikmeti vardır ama seçiciliğiniz yoktur. Neyin ne olduğundan haberiniz de yoktur. Yüksek alimler sınıfı birgün karşınıza dikilip "kitabı yeniden yorumladık şu kelime hatalı çevrilmiş orijinalini bulduk" diyip ardından da dinin yaşam biçimini değiştirip başka bir zorbaya tabi olduğunda istisnasız hepiniz ardından gideceksiniz, belki başkalarına savaş açacak yeni kurbanlar edinip tanrınızın emri doğrultusunda cezalandırdığınızı düşüneceksiniz. Çünkü neye inandığınızı bile bilmiyor hakkında hiç bir fikir oluşturamadığınız değer sistemleri için metinlerdeki kelimeleri ezberliyorsunuz o kadar. Fakat işte maalesef doğa kendi örgütlenmesi içinde tek bir biçimde ahengini yaratabildiği ve sınır kabul etmediği için çürüme yaşamın setlerle örüldüğü her yerde kendini gösteriyor. Her gün, her saat dünyayı cehenneme çeviren bu zihniyetlerin sebebini birtakım sahte düşmanlar yaratarak bulmaya çalışıyor,küçük hesaplarınız ile günü geçiriyor, sonra da ölelim de kurtulalım bu fani gezegenden diyor, bunu da yaşam mücadelesi sanıyor,bunu istemeyenleri aşağılamayı da kendinizi yüceltmek sanıyorsunuz. Dünya ve yaşam fani değil, sizler çürümektesiniz.
Gerçekten de pek komiksiniz çünkü inandığınız peygamberlerden biri olan İsa, kudüs e girmeye karar verdiği anda öleceğinden emindi. Yani intihar etti. İntiharından önce etrafında öğrencilerinin olması ve adını yüceltmesi onu peygamber yapmış ise bunun nedeni onun yukardan "git kudüste kendini çarmıha çivilet gel" diye emir alması değildir. Okuduğunu anlamayanlar bu kadar fazla olup, zihinleri dogmalarla bu denli çarpıtılırsa tüm kitaplar birtakım emirlerin yazıldığı imparatorların yazdığı birer program işlevi görür.
Egoma gelince. Egonun anlamı doğal dürtülerinden korkan bir varlığın yerini sahte bir sabit kişilikle donatıp onu süsleyerek, iyilik güzellik,ahlak nişanlarıyla donatarak kamuoyuna pazarlaması şeklinde tanımlanabilir. Ben doğa ötesi bir varlığım olduğunu sanmıyorum bu öncelikle doğduğum toprağa ihanettir. Şu anki varoluşumun da herşeyden bağımsız tekil ve mutlak bir varoluş olduğu yolunda inancım yok çünkü bunu söylersem gerçekten de "hadi be ne büyüksün" diye alaycı bir ses duyuyorum kayaları toz eden rüzgarlardan. İnsan yaşadığı sürece bunu ister, kendini korur elbette. Hatta ölümsüz olmayı bile ister. Ama bu yaşamdan zevk aldığı içindir en fazla. Kanının döngüsünü ve tenindeki gerilimi kaybetmek istemeyişidir. Bunun dışında tüm bunları sağlayan ise ne benim bedenim ne de ruhum tek başına. Çünkü her saniye hissettiğim uyaranlar o kadar çok ki. Hiçbiri benim tarafımdan üretilmiyor beynimde oluşmuyor yoktan. Tamamı dışardan geliyor ve benimle birleşiyor ruh zannettiğim şey bundan ibaret. Elbet bu organizasyon dağılacak ve bunca biriktirdiğim şey ve sınırlandırdığım kavram o kadar kısıtlı ki, o nedenle öncesine dair hiç bir anım yok. Öncesinde bir zar içinde dönüp duran çabalayan, örgütlenmiş enerji ve madde yığını olan bir ben yokum. Bu dağıldığında da olmayacak. Ölüm korkusu bu dağılmadan olan korku. İnsanlık son 7000 yıldır ölümden korkuyor. Bilinçsizliğin ne olduğunu unuttu çünkü artık. Doğayı unuttu putlara taptı kendine benzeyen yani kendine ve zenginliğine taptı en sonunda da karışıklık olmasın tek iktidar olsun herkes ona uysun diye "tek put dini" inşa etti. Onun ben ben ben diye bağırdığı bir egosu var. O hep ben diyor gördüğünden ibaret onu kontrol ederek yaşıyor. Ölecek olanın sadece bedeni olduğuna inandırmış kendini komik. Oysa bedensiz bir ruh ampulda parışldayan bir elektrik enerjisinden çok daha az yer kaplayan maksimum 110 volt luk bir gerilimdir. Mucize dediğiniz yaşam bu ikisi birleşirse yani madde ve enerji birleşirse olur ama onu mekanik olarak oluşturamazsınız bir makine yapma mantığı ile. Çünkü doğayı sadece yansımalarından ziyade kendi yaşamı için tasarlayan bir beyne alet yapmaya uyumlanmış bir evrime sahipsiniz. Ama doğada bunun sinyallerini görebilirsiniz, durmadan yaşam oluşur durgun sularda örgütlenerek. Tamamlanması için ise laboratuvarınız dünya, vaktiniz milyar yıl olmalı. Olmaz mı? Ha ha işte insan egosu bu illa istediği an olacak olmazsa da uydurur olur biter. Komiksiniz bir nokta kadar gezegenin yüzeyinde oturmuş, 70 yıllık ömrünüzde evrenin başlangıcı ve sonu hakkında küçük kıyametleriniz ile kürenizden bakıyor onun kendi yaratımızdan öte birşey olmadığını algılayamıyorsunuz.
-70 yıllık bir organik birlik 3 dk içinde yoktan bir insan ve evren yaratmak istiyor yardım et ona tanrım!
Ses yok.
-Hadi bir şeyler söyle!
Gene ses yok. En iyisi bunu ben yaratayım evet.
-Tanrım beni bir pıhtıdan yarattı o evrenin en iyi heykeltraşıdır.
-Hmm devam et ilginç bir hikaye nasıl oldu bu?
-6 günde oldu herşey 7. gün tanrım yoruldu ve dinlendi!
-Hmm gerçekten ilginç, yoruluyor demek. Bu sen olmalısın öyleyse.
-Hep muhalefetsin o zaman sen söyle bütün bunlar tesadüf mü?
-Ben sana bir soru sorayım evlat mucize dediğin nedir, neden sıradanlık ile mucizeyi birbirinden ayırırsın. Şu ağacın büyümesi mucize şu toprak mucize,yıldızlar evren herşey bir mucize neden? Sen de muczesin ama söylediğin şey değil.
-Çünkü tanrım mükemmel tasarlamış onu.
-Tasarlamak? Mükemmel? Öyleyse tasarlayan fakat mükemmel olmayan sen olmalısın. Mükemmel tasarım bir türlü taklit edilemeyen ise neden tasarımı sonsuz ile çarparak ona mükemmel tasarım demekte iddiacısın? Çünkü tasarlanan şey sınırlıdır, geometriktir,kapalıdır. Üçgen ya da dairedir,çemberdir. Salyangoz kabuğunun pergelle çizimi zordur evet. Demek ki o senin tasarım mantığının bir parçası değil. Mucize evet çünkü senin sabit anlayışının dışında ve hergün yeniden öğrenmelisin. Sen değil, senin zihnin değil.
-Bir sebebi olmalı.
-Sebebi var tabi ama 1 sebebi yok.
-Nasıl olur herşeyin bir başlangıcı var hiç bir şey ezeli değil.
-En azından senden çok daha ezeli. Güneşin 5 milyar yıl ömrü kalmış olması bilgin ondan yüce olduğunu mu söylüyor sana? Hayır. Sen ezeli değilsin bu kesin. Sana güneşin asla ölmeyeceğini öne sürebilirim ve bana bunun aksini 70 yıllık ömründe ispatlayamazsın. Sakın ola bilim adamlarından ve kutsal kitaplardan kanıt getirme. Birincisi kutsal değil,ikincisi bir fantaziden öte gerçeklik anlamı taşımıyor. Dahası tüm sebepleri bulamam diye tek sebep uydurman ve sebebi kişiselleştirmen de son derece mantıksız. Ama ben inanmak istiyorum buna diyorsan kendi öykünü yazabilirsin itirazım yok. Ama doğa da budur, tek asıl gerçek budur inanmalısın dersen gülerim dev aynadaki görüntüne kusura bakma. Fantazin güzel ama bir öykü olarak sadece. İçine insan da katarsan öğretici de olabilir ki bu yapılmış defalarca. Ama evrensel gerçek değil.
Evet nasti bu kısım senin içindi. Kızabilirsin,ego diyebilirsin ama gördüğün gibi aynı şeyi yani egoizmi ve kişisel beyin masturbasyonunu tam da ben dindarlarda ve teistlerde görüyorum. O nedenle bu bağlamdaki savunmalarının nesnelde bir anlamı kalmıyor. İntihar konusundaki kaderci sınırlamanda dahil. Çünkü zaten kaderci olan sizsiniz tüm varoluşu baştan sona tasarlamışsınız ve yazmışsınız kafanızdan adını da tanrı ve onun yazdığı kader koymuşsunuz. Şimdi bu mantıkla kaderciliğe sığınıyorlar diye sokrates i falan yermen ve intiharı kadere boyun eğmek ile nitelemen de komik kaçıyor. Kaldı ki pek az kaderci intihar eder onlar genelde kendi hayatlarından kendilerini sorumlu tutmuşlardır sizler gibi başkalarını ya da ilahi kudretleri değil. Yalvarmazlar pek trajiktir sonları. İşte bu yüzden onlara faydanız olmaz.
_________________ .[-h(bar)2/2m]d2.y+u.y=e.y
ekindron vanehedris asohimdor
Herkes bir yönüyle haklıdır ancak nerede ne kadar haklı olduğunun farkında değildir.
En son Aton tarafından Pzr Eyl 21, 2008 3:05 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
|
Başa dön |
|
|
nasti Geçerken Uğrayan
Kayıt: Sep 17, 2008 Mesajlar: 3
|
Tarih: Pzr Eyl 21, 2008 2:52 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #58 |
|
KADER işte bunları okumakta varmış
bak d6 yetmedi buraya taştık.
her hangi bir dini eleştirirken o dine mensup kişileri değil de direk kaynağı eşleştirmelisin bence.o daha sağlıklı olur.çünkü bir dinin tüm görüşleri ortadadır sbt.ama kişiler bu kurallara bağlı kalıp kalmamaları vs dinin suçumudur bilemem.
intihar konusuna gelince kişinin ruh hali vs onu bu dünyanın yaşanılası olması durumunu durumsuz hale getiriyor olabliyor evet o söylediklerinde hiç birini daha henüz yaşamadım oda doğrudur bu yüzden yorum yapmicam.dışardan gözlemlemekle birebir yaşamak farlı sadece bu konuda hak veriyorum yazına.ve semavi dinleri bir olarak görme tek ortak yanları gibi görünen tek Allah ın varlığı konusunda bile birbirleri ile çelişiyorlar.ama bende okudum tüm bu kaynakları ve körü körüne inanan biri değilim sen sezgi ye yok derken ben işin içine sezgilerimide katıyorum ve Allah vardır diyorum.neyse ya bunları daha öncede tartışmıştık. |
|
Başa dön |
|
|
Aton Veled-i METAL
Kayıt: Apr 07, 2007 Mesajlar: 151 Nerden: uzak çok uzak bir galaksiden
|
Tarih: Pzr Eyl 21, 2008 5:39 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #59 |
|
Ben nerede sezgiye yok demişim? Atma nasti. Sezgi demek ilahi kudret demek değildir ki bazı kavramları da tekelinize almayın böyle. _________________ .[-h(bar)2/2m]d2.y+u.y=e.y
ekindron vanehedris asohimdor
Herkes bir yönüyle haklıdır ancak nerede ne kadar haklı olduğunun farkında değildir. |
|
Başa dön |
|
|
alleycat Veled-i METAL
Kayıt: Sep 15, 2008 Mesajlar: 100
|
Tarih: Pzr Eyl 21, 2008 5:51 pm Mesaj konusu: |
Mesaj: #60 |
|
Aton güzel anlaşmısında şurasını pek anlamadık ya ;kişisel beyin masturbasyonunu tam da ben dindarlarda ve teistlerde görüyorum, demişsin , biraz açsan... _________________ RocknRoll (kediler nankör deildir) |
|
Başa dön |
|
|
|